Bugünden sonraki yarın, yani 24 saat sonrasında yaşayacağımız 10 Kasım günü denildiğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışı ve sonsuzluğa uğurladığımız gün akla gelir.
Atatürk’ü anlamayanlar, anlamak istemeyenler, doğrusunu anlatmayanlar, aleyhinde yazılan yalan ve yanlış yazılar ile arada bir anılarına karşı eylem yapanları anımsıyorum.
Atatürk’ü anlamak demek, onun bıraktıkları eserler ile bağımsız bir vatan toprağı oluşturmak için arkadaşları ile birlikte mücadele akla gelmelidir!
Oysa, yıllardır Atatürk’ün ismi üzerinden yapılan bir takım “çıkar olayları”, yanlış anlatımlara inanan veya inandıranlar sayesinde ruhunu sızlatmaktadır.
10 Kasım 1938 günü saatler 09.05’i gösterirken hayata gözlerini kapatan Atatürk’ü son yıllarda yıpratmak isteyen ve isimlerini kayıtlardan silmek isteyen anlayışın nasıl doğup çoğalmaya çalışıldığını iyi araştırmak gerekiyor.
Burada sizlere Atatürk’ü çok yönlü olarak anlatacak değilim, ancak şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüksek makamından, en alt makamına kadar resmi kurumlarda görev yapanlar Atatürk’ün kurduğu bağımsız Cumhuriyet’in çatısı altında çalıştıklarını ve ekmek yediklerini, sıfat sahibi olduklarını anımsatmak isterim.
Ülke genelinde olduğu gibi, 29 Ekim Cumhuriyet bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor bayramı kutlanır.
10 Kasım günü, saatler 09.05’i gösterirken Atatürk’ün sonsuzluğa uğurlanışından dolayı anma programı düzenlenir.
Yukarıda saydığım programlar Osmaniye İl merkezi ve ilçelerde de resmi makamlarca gerçekleştirilir.
Osmaniye’de yıllardır tanık olduğum bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Kamu kurumlarının müdürleri bir gün öncesinde kendi aralarında telefon trafiğine girer.
Vali beyin programa katılıp katılmayacağı bilgi paylaşımı yapılır. Vali beyin gelemeyecek olması halinde, yapılan programı gelen kamu kurum Müdürlerinin sayıları yarının altında olur!
Oysa, Vali bey il dışında olabilir, rahatsız da olabilir.
Ama yerine Vali vekilinin programa katılacağını düşündüğümüzde, Kamu kurum Müdürlerinin katılmama olayını aslında o gün yapılacak olan programa saygısızlık olarak görebilirim!
Geçmiş yıllarda tanık olduğum olaylardan etkilenerek yazıyorum.
İki gün sonrası 10 Kasım, “Atatürk’ün ölüm yıldönümü” anma programı yapılacak.
İlin Valisi başta olmak üzere Protokol mensuplarını arayacak gözlerimiz.
Ayrıca Belediye Başkanı, Meclis Üyeleri, STK temsilcileri, en önemlisi de Siyasi Partilerin İl ve Merkez İlçe Başkanlarını arayacak gözlerimiz.
Geçmiş yıllarda, iktidar partisi başta olmak üzere bir çok siyasi partinin Osmaniye’de temsilcilerinin 10 Kasım anma programına katılmadığına tanık olmuşluğum bulunmaktadır.
Son günlerde, Osmaniye ve Kadirli’de yaşanan siyasi güzelliklere gölge düşürülmesi olaylarına üzülüyorum.
Bu olumsuz olaylardan insanlarımız etkileniyor, siyasette sıfat sahibi olanlar ise kendilerini tartışma ve kavgalardan uzak tutarak, bu topraklarda barış içerisinde yaşanmasını sağlamaya uğraşmasını bekliyorum.
Yokluğunun ardından Atatürk’ü bir kez daha saygı ile anıyor, bıraktığı emanetlerin bekçisi olmayı yüreğimin orta yerinden gelen güçle savunmaya devam edeceğimi bildirmekten onur duyuyorum.
Yorum Yazın