Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. 81 ilimizde yaşayan insanların, 11 ili etkileyen depremde yaşadıkları travmaların yeniden sağlıklı hale dönüşebilmesine uğraşıyoruz.
Elbette ki; “olanlar oldu!” veya “Kader” diye değerlendirilen sözlerin insanların aklını düşünme noktasında harekete geçirecektir.
Yaşanan üzücü olayların ardından, yaşayan insanların hatta tüm canlıların tepkisel hareketinin olmasını olağan karşılamak gerek.
Bu olayda; “Yaşayanlar” ile “Yaşanılan” ve “Yaşatan”, yanabilmesi noktasında “Kusurlu insan(lar)” olduğunu aklımızdan geçirebiliriz.
Yaşanılan deprem sonrasında, yaşayanlar ile yaşamayanlar arasındaki görüşlerinde ayrılık olacaktır.
Yaşamayanların bu tür tepkiler karşısında aklı-selim düşünerek anlayış göstermeleri beklenir.
Son günlerdeki olumsuzları eleştirenler karşısında, bir takım savunmalara girmek ve depremzede insanları anlayamamak gibi davranışların iyi sonuçlar getirmeyeceğini düşünenlerdenim.
Bu arada konuşurken seçiler sözcükleri dikkat edilmesi gerektiğini anımsatmak istiyorum.
Özellikle de depremzede vatandaşların ziyaret edilmesi sırasında gösterdikleri tepkiler karşısında, önce onların ruhsal ve psikolojik durumlarını anlayabilerek yaklaşım göstermek gerek.
Acılı insanlar elbette karşılarında gördükleri yöneticilere karşı tepkisel davranış gösterebilirler.
Canı yanan bu insanların içinde bulundukları sosyal ve ekonomik durumları bilemeyenlerin siyasal alanda onları anlayamama gibi lüksleri olamaz!
Seçimler öncesinde vatandaşın kapısını defalarca çalıp oy isteyenlerin, yaşanan üçüzü olaylar karşısında da bu kez acılarını paylaşmak için gideceksin ve onların sözleri karşısında oldukça öfkeden uzak hareketler sergileyeceksin.
Bir vatandaş olarak benim bu düşüncelerimi, diğer vatandaşların da düşündüklerini ve kendilerini yöneten kişilerden beklediklerini dile getirmek istiyorum.
Yerel veya merkezi yönetimleri bir kenara bırakalım. Yine insanların örgütlendiği STK’larla ilgili yaşanılanlardan örnek verelim.
Oda veya Borsa yöneticileri ve üyeleri ya da herhangi bir dernek üyeleri ile yöneticiler arasında yaşanan olayları anımsayın.
Özellikle Genel Kurul toplantılarında aklanmak isteyen yönetime karşı üyelerin bazı anlarda sert tepkileri ile karşılaşırız.
Burada üyeler, istedikleri hizmeti mevcut yönetimden alamadıkları için tepkilerini dile getirmeye çalışır.
Siyasi yönetimlerde de durdum bundan farklı değildir. Bir oy bile neticeyi değiştireceğine göre, seçilmek isteyenlerin, seçmenle konuşmalarında kullandıkları dil önem taşır.
Her canlının bir gün öleceğini biliyorsak, her iktidarın da bir gün değişebileceğini unutmamak ve kabullenmek gerekiyor.
Yorum Yazın