Şunun şurasında seçimlere 4 gün kaldı, adaylar alanlarda vatandaşlarla buluşmalarını sürdürürken, verilen sözler ile yapılan konuşmaları seçmen nasıl okuyup okumadığını gözlemliyorum.
Mevcut iktidar partisinde olanlar ile iktidar partisine destek veren adaylar ve muhalefet partilerinin adayları arasında vatandaşla yapılan sohbetler birbirinden farklı oluyor.
İktidar, yaptıkları ile övünürken, yeni yapmak istediklerinin sözlerini veriyor. Burası gayet doğal; “yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır!”
Ya yapamadıkları veya yapmadıklarına ne demeli. Muhalefet elbette ki yapılmayan veya yapılması gerekenlerle ilgili eleştirilerini sıralayacaktır.
Ama iktidarın böyle bir şansı bulunmamaktadır. Çünkü yetki elinde, seçmen tercihini yapmış ama hizmet alamamışsa yeniden vatandaşın karşısına çıkıp, farklı telden bağlama çalmanın alemi nedir?
Dün Ak Parti Milletvekili Adaylarından birinin mahalledeki toplantısına tesadüfen rastladım. Bu aday İl başkanlığı görevinden, Milletvekili Adaylığının ikinci sırasına getirilen bir isimdi.
Vatandaşla sohbet ediyor, konuşmalarında yaşadığı kentin yeterince hizmet alamadığından, bunun da nedenlerinin hizmetin istenmediğinden vurgu yapıyor.
Hemen ardından kente gelen bazı hizmetleri ise kendisinin istekleri sonucunda olduğunu vurguluyordu. Vatandaş ise dinliyor ve konuşmasının bitmesini bekliyordu. Konuşulanları iyi okuyan vatandaşlar arasında mırıldanmalar olmaya başladı.
“Bunlar 21 yıldır ülkeyi yönetiyorlar, hizmet az getirilmişse sorumlu da kendileridir. Bu kentte hizmet istenmiyor diye konuşurken, yereldeki iktidar MHP’li Başkan.
Bu parti de AKP’nin en yakın destekçisi olarak biliniyor. Ayrıca bu ilde iktidar Partisinin İl başkanlığını yapmış bir kişinin, kente yeterince hizmet gelmemiş diye konuşması, çok garip!”diyorlardı.
Kendi aralarındaki bu mırıldanmaları, biraz sonra Adaya da soracaklarını umut ediyordum ki, hafiften yağmur çiselemeye başlayınca, konuşmasını tamamlayan Aday, bir başka toplantıya geç kaldıklarını söyleyerek izin istedi. Vatandaş dinledi, dinledi ama tek soru soramadan aday vedalaşıp gitti.
Bu ülkede garip olaylar yaşanmaya başlandı. Seçim öncesinde yaşanan gerginlikler ve vatandaşın tercihinin önüne geçercesine iktidarda kalabilme adına yapılan olumsuz davranışlar iyiye işaret etmiyor.
Seçimlere sayılı günler kala bazı Vali, Kaymakam, Emniyet Müdürü, Belediye Başkanı gibi görevlilerin vatandaşların demokratik hakkı olan adayları dinleme, toplantılarına katılma, sorunlarının çözümü için soru sorma gibi haklarının engellenmeye çalışılmasını ülke barışı açısından doğru bulmuyorum.
Erzurum Belediye Başkanı’nın miting alanına toplu taşıma araçlarını konuşlandırması ile o gün vatandaşların toplu ulaşımlarında sıkıntı yaşamalarına neden olabileceğini kentin Valisi düşünmeliydi.
Muhalif partinin mitingini engellemek için Belediye otobüslerinin hizmet vermesi gerekirken, alana yığmanın ve hizmeti engellemenin yerel yönetimin başındaki kişiye yakışmadığını düşünüyorum.
Seçimlerin sağduyu içerisinde yapılmasını, Pazartesi sabahı bu ülkede herkesin birbirleriyle selamlaşmasını, barış ve huzur ortamında sosyal hayatın devamı varken, ülkeyi germenin bir alemi yok!
ABD’de seçimlerin kaybedilmesi sırasında, kaybeden adayın taraftarlarının eylemlerini ekrandan izlerken güldük. Benzeri olaylar bizim ülkemizde yaşanmaya kalkarsa, ekranlardan Türkiye’yi izleyen yabancılara gülünç duruma düşeriz. Sağlıklı ve barış içerisinde bir tercih günü yaşanmasını diliyorum.
Yorum Yazın