Ne kaldı şunun şurasında, 48 saat sonra; 365 gün 6 saatlik süreçte yaşadığımız bir yılı daha geride bırakıyoruz.
Geride bıraktığımız yılın önemli olayları yazılacak, tarihin sayfaları geride bıraktığımız 2023 yılında yaşanan olaylarla yerini alacak.
Yeni bir yıla girdiğimiz ilk haftada medyada geçmişi anlatan olayları okuduğumuzda, karşımıza iki ayrı anlatım çıkacağını göreceğiz.
Haklının ve halkın sesi olabilen “hak haberciliği” görevini yapanlar ile, iktidarlardan yana veya belli amaçlar doğrultusunda “inançlar üzerinden” habercilik yapan medya çalışanları yine farklı olaylara parmak basacaktır.
Dünyanın her yanında; iktidardan yana kalemlerini kullananlar ile iktidara karşı halktan yana kalemlerini kullananlar arasındaki haberlerde farkındalık görürüz.
Nasıl ki işçilerin haklarını savunan sendikalar varsa, işverenleri savunan sendikalar da hizmet vermektedir.
En son “Asgari ücret” belirlenmesi olayında; orta masanın bir yanında işçi, diğer yanında da işverenleri savunan sendikalar oturumlarda hazır bulundular.
Yeni yıldan itibaren geçerli olacak olan “Asgari ücret” rakamının 17 bin lirası değil, “2 TL”si tartışılmaya başlandı.
Rakam belirlenirken neyin hesap edildiğini bilemem ama, “2 Tl” ile bankaların kasalarında kalacak olan para düşünülmüş olmalı.
Günümüzde bankaların ATM’leri “5 Tl”yi bile kabul etmiyor veya vermiyor. En az 10 Tl üzerinden işlem yapılabiliyor.
Bu arada bazı bankaların ATM’lerinde “madeni para” gözleri olsa da, buranın çalışıp çalışmadığına son zamanlarda tanık olmadım.
Gelelim “2 Tl”ye. Yeni asgari ücrette, her ay küsüratı banka hesabında kalacaktır ve ancak 5 ay sonrasında “10 Tl” olduğunda hesaptan çekilebilecektir.
Bankaların milyonlarca asgari ücretlinin her ay 2 Tl’sini 5 ay boyunca çalıştırması sonunda ortaya çıkan birikmiş miktar bankaların işine yarayacaktır.
Giden yıllar geride kalırken, gelenlere bakmak gerektiğini düşünüyorum. Önümüzdeki yıl içerisinde yaşayacağımız süreçte olumlu ve olumsuz olayları, yine yılın sonunda kayıtlardan aktarmaya çalışacağız.
Elbette her yılın sonunda olduğu gibi, yeni bir yılın; “sağlık, huzur ve başarı” getirmesi yönünde mesajlar havada uçuşacaktır.
Bence; halkın istek ve sıkıntılarını en iyi dile getiren medya çalışanlarının, yeterinde bu ülkede görevlerini yerine getiremediğini yollamaya çalıştığımız yılın en önemli olayı olarak görüyorum.
6 Şubat 2023 depremlerinden etkilenen 11 ilimizde görev yapan gazeteciler, yaşanan olayların gerçek haberlerini ne ölçüde kamuoyu ile paylaşabildi!?
Oto sansür olayının dışında, başkaca sansürlerin yaşanıp yaşanmadığından kamuoyunun ne kadar bilgisi olabildi!?
Deprem bölgesinde çalışma ekipmanlarını kaybeden ve bu olayı inkar etmeden konuşan bir medya mensubu; anlattıklarının fotoğraflı olarak yayınlanmasının ardından; “ söylediklerini inkar edercesine çark edip, söyleşinin yayından kaldırılmasını” istemesini etik bir olay olarak göremiyorum.
Kim veya kimler tarafından aranıp, tehdit edilip edilmediğini merak edildiğinde, “inkar” yoluna gidiliyor.
Deprem sonrası “yardım almadığını” söyleyen bir medya mensubunun, yayın sonrası “söyleşisinin yayından kaldırılmasını” istiyorsa; Bence “yalan” söylediğini anlarım.
Böylesi medya çalışanlarının görev yaptığı bir ilde, kendi sorunlarına sahip çıkamayanların, halkın sorunlarına nasıl çözüm yolları göstereceklerini merak ediyorum!...
Yorum Yazın