Bazı günler oluyor ki, ülkeyi yöneten siyasilerin dillerinden sanki bal akıyor!
Duyanlar yerinden zıplıyor, başlıyor sevinmeye ve konuşan dilin sahibine teşekkür etmeye!
Dilin kemiğinin olmadığı yönünde bir halk hikmetini anımsarsınız, konuşmak veya söz verip yerine getirmemekten vergi alınmıyor!
Vergi deyince, çalışanlar devlet bütçesine katkı amaçlı vergilerini veriyorlar. Ayrıca çalışanlar sosyal güvenlik primlerini de yatırıyorlar.
Çalışıp vergilerini ödeyen vatandaşlar için; “enflasyona ezdirmeyeceğiz!”diye konuşmak, daha önce ezildikleri anlamı okunabilir!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı Vedat Işıkhan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmasında; “Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz”dedi.
Bakan Işıkhan sözlerinin devamında; “12.2 milyon çalışmayan emeklilere bir defaya mahsus 5 bin Tl ödenecek”diye de konuştu.
Burada bir tezat görüyorum. Çalışanları enflasyona ezdirmeyeceğini söyleyen Bakan Işıkhan, çalışan emeklilere değil çalışmayan emeklilere 5 bin lira verileceğini vurguluyor.
Çalışan emeklinin her ay ödediği vergi ve yatırdığı Sosyal Güvenlik priminin bütçeye katkısında düşünülmesi gereklidir.
Çalışan emeklilerin hayatını sürdürebilmek için yatırdıkları sosyal güvenlik primleri ve ödedikleri vergiler neden bir kara konulmak isteniyor.
Çalışan emekliden hem vergi alacaksın, hem de vatandaşın işine değil devlet bütçesi için sosyal güvenlik primini alacaksın, ardından da çıkıp çalıştığı için 5 bin liradan mahrum bırakacaksın!
Çalışan emekli, ikinci kez emekli olmuyor ama ödedikleri primler devlet bütçesine destek olurken üretime katkıda bulunduğu için cezalandırılırcasına ayrım yapılmasının bir kez daha düşünülmesini önemsiyorum.
Bakan Işıkhan aynı konuşmasının devamında, İşsizlik sigortası fonunun rekor seviyeye ulaştığını vurgulayarak, “Doğru yatırım araçları ile 176.7 milyar olmuştur." ifadelerini kullandı.
Yaşı 65’lere gelen bir emekli vatandaş, eğer aldığı maaşı ay sonuna kadar yetebilse; bu yaştan sonra gidip te işverenin emirleri altında boyun bükmez!
Bu ülkedeki emekliler her geçen gün biraz daha enflasyon karşısında geçinemez hale geliyor ki, yeniden çalışmaya başlayarak hem enflasyon, hem de işverenin emri altında ezilmeyi sürdürerek yaşama tutunma mücadelesi veriyor.
Türkiye’de kişi başına düşen Milli Gelir rakamı verilirken, söylenilenin emeklilerin yüzde kaçına yansıdığını hesap edebiliyor musunuz?
Değişik yerlerden 5-6 maaş alanların ay sonu ellerine geçen para ile bir emeklinin eline geçen para arasındaki uçuruma bakıldığında, insanın aklında fırtınalar kopuyor.
Bu arada siyasilerin kürsüde konuştukları ile oylama sırasında farklılıkları dikkatlerden kaçmıyor.
Hani bir söz vardır; “Karakolda doğru söyler, Mahkeme de şaşar!” denilir ya, bizim izlediğimiz olayları da buna benzetiyorum.
Yorum Yazın