Son günlerde doların Türk lirası karşısında durdurulamayışını bu sütunlarda dile getirdim.
Dolar diye diye yükselmesini sağlıyoruz diye düşünmeye başladım. Ülkeyi yönetin iktidara baktığımızda ise, vatandaşların ekonomik yaşantılına doların yükselişinin zararı olmayacak gibi, başka tartışmalarla gündemi yaşamaya çalışıyorlar.
Dün doların 10 lira 36 kuruşa yükseldiğine tanık olduk, yani 10 TL’nin üzerinde seyretmeye başladı. Günlerdir çay şekeri sıkıntısı çekilirken, şekere yüzde 25 oranında zam geldi.
Elektrik tüketiminde TRT payının kaldırılacağı müjdesi verilmişti. Vatandaşımız bu payın hemen kaldırılacağını umuyordu, ancak bu ayki gelen elektrik faturalarında TRT payının kalkmadığını gördüklerinde tepkilerini göstermeye başlar oldular.
Oysa bu uygulamanın bir iki ay gibi süre alabileceğini vatandaşımız düşünemiyordu.
Ağustos ayı içerisinde 12’lik tüpgaz 145 Tl’den satın alınıyordu. Evlerde tencerelerin kaynayabilmesi için alınan tüpgaz üç ayın sonunda dünkü fiyatı 175 Tl’ye yükseliverdi.
Üç ay içerisinde tüpgaza gelen zam 30 Tl gibi bir rakam olurken, asgari ücretli veya emeklinin maaşında bir değişiklik olmadığını gördüğümüzde, keseden harcamanın olduğu da ortaya çıkıyordu.
Önümüzdeki yıl için asgari ücretin ne kadar olacağı veya yapılması gerektiği üzerine konuşmalar yapılıyor. Bugünkü açlık sınırı rakamlarına baktığımızda, brüt asgari ücretin bile üzerinde açlık sınırı rakamını görebiliyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda brüt asgari ücretin, bir sonraki yılda net olarak verildiğini gördüğümüzde, 2022 yılı asgari ücretinin de 3 bin 500 ile 3 bin 700 TL gibi bir rakam üzerinde tartışılacağını tahmin ediyorum.
Oysa günümüz ekonomik koşullarına baktığımızda asgari ücretin en az ve net olarak 4 bin liranın altında olmaması gerektiğini düşünenlerden biriyim.
İktidar, elektrik, doğalgaz, tüpgaz, şeker ve benzeri zorunlu tüketim ürünlerine yüzde 25 oranındaki zammı, yıl içerisinde birkaç kez yapıyorsa, emekçilerin ve emeklilere yapılacak olan yıllık zammın da ona göre hesaplanması gerektiğini belirtmek istiyorum.
Yeni yıl ile birlikte önce değerli kağıtlara ve diğer ürünlere zamlar yapılmaya başlayacak. Yıllardır bu zam sistemi böyle işliyor ve uygulanıyor.
Vatandaş nüfus cüzdanı alabilmek için bu yıl 30 Tl ödüyorsa, gelecek yıl bu rakam 35 Tl’ye yükselecektir.
Bu sadece bir örnek, ancak Ağustos ayında 145 liralık tüpgazın, aradan üç ay geçtikten sonra 175 lira olması karşısında vatandaşımızın ekonomik alanda verdiği mücadeleyi ülkeyi yönetenler ile kendilerini ekonominin kitabını yazdığını söyleyenlerin iyi hesaplaması gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Ülkeyi yönetenlerin, muhalefet partilerinin liderlerine söz yetiştirme yarışı içerisinde olmaları yerine, vatandaşların ekonomik sıkıntılarını nasıl çözeceklerini araştırmalarının daha önemli olduğunu belirtmek istiyorum.
Yorum Yazın