Arzu, İstek veya öneriler olayların eyleme dönüşmeden önceki aklın içindeki devinimlerin neticesinin bir parçasıdır.
Her insan; güzellik, doğruluk, sağlamlık, sağlık, huzur ve güven ortamında yaşayabilmenin düşüncesi aklının orta yerinde konuşlandırır.
Arzulamak veya isteme eylemi, görüş ve düşüncelerin toplumla paylaşımının anlatımı ile özellik gösterir.
Geçtiğimiz günlerde, Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu Osmaniye’deydi.
Kentteki iki ayrı Gazeteciler Cemiyeti’ne ziyarette bulunduktan sonra, Osmaniye Devlet Hastanesi’ne de uğrayarak sağlık emekçileri ve vatandaşlarla görüştü.
6 Şubat’ta 11 ilin etkilendiği deprem olayı yaşanırken, 50 bin kişinin üzerinde canlarımızı toprağa verdik.
Deprem felaketinin üzerinden 7 ay geçmesine rağmen, deprem bölgesinin bazı illerine gelmeyen Sendika Başkanlarının olduğunu söylemek istiyorum.
Şu anda, “Asgari ücret” belirlenmesi noktasında masaya oturan yetkili sendika’nın üst düzeydeki Başkan veya yardımcılarından herhangi birinin, deprem bölgesi olan Osmaniye’ye geldiğine tanık olamadım.
İşçi veya Memur Sendikalarının Genel Başkanları, üyelerinin yaşadığı deprem felaketi sonrasında sendikalarını ziyaret ederek “geçmiş olsun” diyebilirlerdi!
Arzu etmek, istemek ve eyleme dönüştürmek her aklın; aklına gelecek düşünce olmayabiliyor.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Osmaniye’de örgütlü işyeri olmadığı halde ziyarette bulunarak, “geçmiş olsun” dileklerini bildirdi.
Başkan Arzu’nun, yüreğindeki arzuları yerine getirirken sendikasının ismine uygun ve bayrağı aldığı Genel Başkanlarının yolundan gittiğini bir kez daha ortaya koyduğunu okuyordum.
İş ve emeğe saygıyı öncelikli gören bir sendikanın, üstelik cesaretli yüreği ile Genel Başkanlığı görevini yürüten Arzu Çerkezoğlu ile tanışmak için sabırla gelmesini bekleyenlere tanık oldum.
Yerel gazete ve gazeteciler ulusala giden haberlerde önemli katkılarının bulunduğunu anlatan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, deprem konusunda da önemli görüşlerini belirtti.
Çerkezoğlu’nun konuşmalarını dinlerken; anlaşılır öz Türkçe dili kullanması, sözcükleri kullanırken tekleme yapmaması, rahatlığı ve birlikte olduğu insanlarla samimiyetini okudum.
Keşke dedim kendi kendime; “siyasi partilerden şu veya bu yerlere aday olanlar da bu kadar rahat, gerçekçi ve samimi olarak bizlerle sohbet edebilseler!”diye aklımdan geçirdim.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun depremlerle ilgili; “Doğal afetlerin; öncesi, ortası ve sonrası düşünülmelidir.
Bölgemizde yaşanan Depremlerinde; öncesi, yaşandığı an ile sonrasını birlikte düşünerek geleceğe yönelik projelerimizi geliştirmeliyiz.
İktidar veya Muhalefette olmak önemli değil, doğal afetlerle ilgili öncelikli önlemleri alabilmek, hazırlıklı olmak ve kurtarma çalışmalarında, “Perişan” duruma düşmemek önemlidir.
Yaşadığımız bu yıkıcı deprem olayında hep birlikte ayağa kalkabilmemiz için, yeni binalarımızı yıkılmamak üzere inşa etmeliyiz!”diyordu.
Siyaset yapmadan, hayatın ve deprem olaylarının gerçeklerini anlatan, kimsenin aleyhinde konuşmayan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun ziyaretleri, bir depremzede gazeteci olarak yüreğimi rahatlatıyordu.
Siyasilerin bu günlerde yerel seçimler konuştuğu günleri yaşarken, STK’ların halkın sorunlarını konuşması ve deprem bölgelerini ziyaret etmesi vatandaşlarımız tarafından sanırım iyi gözlemleniyordur.
Muhalefet kendi iç hesaplaşmasının derdine düşerken, emekçilerin sivil toplum örgütü DİSK Genel Başkanı’nın deprem bölgesi ziyaretlerini örnek alarak sorunların ne kadarının çözümlenebildiğini görmelerini vatandaşlarımız umutla bekleyip, yollarını gözlüyor.
Yorum Yazın