Bu sütunlarda bu güne kadar onlarca, yüzlerce değil; binlerce köşe yazım yayınlandı.
Bazı anlardı gerilere doğru baktığımda, yıllar öncesindeki yazdıklarımın hala gündemini koruduğuna tanık oluyorum.
İşte bu yazılarımdan birini bugün yeniden sizlerle paylaşmak istiyorum.
19 Temmuz 2017 günü bu sütunlarda “Hal ve gidiş!” başlığı ile yazdığımız yazıyı okuduğunuzda, aradan geçen 6 yılın ardından insanların sosyal yaşantılarında ne gibi gelişmelerin olup olmadığını sizlerin yorumlarına bırakıyorum.
Her yeni bir günde, yine farklı olaylar yaşamaya başlar hale geldik.
Eskiden “yan bakma” tartışmalarının ardından yaşanan kavgalar ve işlenen cinayetleri duyardık.
Yıllar yılları geride bırakırken, satırlı kavgalar, motorlu testere ile kesilen insanların akla gelmeyecek olumsuz olaylarını duymaya başlar olduk.
Yeryüzündeki canlıların ‘en akıllısı’ insan olduğunu anımsadığımızda, yaşanan olumsuz olayların da yine insanlar tarafından gerçekleştirilmiş olması sizlerin kafalarında neler çağrıştırıyor!?
Son birkaç günlük olaylardan örnekler aktarmak istiyorum. Bursa’da Ahlak Polisi fuhuş operasyonunda 27 kişiyi gözaltına alır.
Ağaçlık alanda fuhuş pazarlığı yaparken yakalanan kadınlardan bazılarının; “Benim torunlarım var!” diyerek Polise yalvardıklarını öğreniyoruz. Gözaltına alınan kadınlardan 7’sinin hamile olduğu anlaşıldı.
Sivas’ın Diriliş Mahallesinde yaşayan 39 yaşındaki Serkan Deveci, sosyal medya üzerindeki hesabından “Bütün canlılar bir gün ölümü tadarmış. Allah affetsin!” paylaşımını yaptıktan sonra kendisini evinini tavanına asarak intihar etmiş.
Bu olayın ardından bir tarikat aranması, Müslüman kişinin intihar etmeyeceği olayı üzerinden hareket edilerek, bundan sonra bu tür olumsuzlukların oluşmasına neden olabilecek bir takım “inanç tüccarlarının iyi takip edilmesi” olayı ortaya çıkıyor.
Tabii ki ‘oy gereği’ böyle bir gerçeğin üzerinde ne gibi yaptırımlar yapılır bunu bilemem!
Size sormak isterim; bu kişinin bıraktığı not ile canına kıyması olayının Müslüman biri için doğru mu, yanlış mı buluyorsunuz!?
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde yangın ihbarı alan itfaiye ekibinin Çavuşu Uğur Özcan, olay yerine geldiğinde kendi evinin yandığını görünce şok geçirdi. Ancak, eşi ve çocuklarının yangın sırasında evde olmadığını öğrenince üzüntüsü biraz azaldı!
Sağlıklı yaşam olamayınca, kim ne derse desin ailenin gözbebekleri bir anda elden uçup gidiveriyor!
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesi Karacadağ mahallesinde hayvancılık yaparak yaşamını sürdüren Menek ailesinin üç çocuğu vardı. Hacı Menek sabah saatlerinde hayvanları yemlemek için ahıra girdiğinde evinden dumanlar yükseldiğini fark etti.
Elbiselerini ıslatarak çocuklarını kurtarmak için alevlerin arasına daldı.
Alevler arasından 6 aylık Ahmet, 2 yaşındaki Mustafa ile 3 yaşındaki Bedriye’yi ölüm pahasına kucağına alarak çıkaran baba Hacı Menek, çocuklarının dumandan zehirlenerek yaşamını yitirdiklerini öğrendi.
Adana’ya gelelim mi? Habibe ile İbrahim O., Çiftinin çocukları olmuyordu. Ttedavilerde sonuç vermeyince tüp bebek tedavisini denediler. 6 ay önce Muhammed Mahir adını verdikleri bir erkek bebekleri oldu.
Bebek sabah saatlerinde ağlamaya başladı, annesi mama verip uyutmaya çalıştı ancak başaramadı.
O andaki annenin öfkelenmesi neticesinde, bebeğinin ağzını ve burnunu 10 dakikaya yakın kapatması ile bebeğin hareketsiz kaldığını gördü. Bebek ölmüştü, anne evden kaçtı, ancak bir süre sonra yakalandı. Olay Adli makamlarda…
Yurt dışına çıkarak bir başka olayı paylaşalım mı?
Hindistan’ın Patiala kentinde 35 yaşındaki Meena Kashyap adlı kadın, gelin geldiği ilk günde gelinin ailesinin “Cehiz parasını” az buldukları için kızgınlık yaşıyorlardı.
Ardından gelinin kız bebek doğurması üzerine, hastaneden eve gelen kadın; kocasının erkek kardeşleri tarafından; “niye erkek doğurmadın!”denilerek sopalarla dövüldü.
Anlayanlara, okuyanlara ve inananlara sözüm; “Ey Akıl! Gelmişsen haberim olsun!” Mutlu yaşam dileklerimle…
Yorum Yazın