Türk sinemasının unutulmaz karakterlerinden Kemal Sunal’ı saygı ve rahmetle anarak yazıma başlamak istiyorum.
Filmlerini defalarca izlesek bile yeniden izlemekten keyf alacağımız, yaşadığı ve yaşattığı her olaydan anlamlar çıkarıp günümüzdeki yaşantılarla karşılaştırıp yorumlayacağımız bir değerli film sanatçısından sözediyorum.
Rahmetli Yazar Aziz Nesin’in kitaplarını okuyanlar veya sağlığında söyledikleri sözleri bugün daha iyi anlayanların sayılarının artığını görmekteyim.
Yaşanan bazı olaylar karşısında Aziz Nesin’in sözlerine bir zamanlar tepki gösterenler, hatta aleyhinde olumsuzluklar düşünenlerle bugün karşılaştığımda, o günlerdeki söylenilenlerin “çok haklı” olduğunu dile getiriyorlar.
O gün tepki gösteren ile bugün hak veren kişilerin aynı kişiler olduğunu gördüğümde şaşırmadan edemiyorum.
Kemal Sunal’ın filmlerini izlerken de bugün insanlar aynı düşünce içerisine giriyorlar.
Geçtiğimiz günlerde Kemal Sunal’ın “Tarzan Rıfkı” filmini izliyorum. Film 1986 yılı yapımı, ancak yaşanılan olaylar 2023 yılında da benzer olaylar olarak belleğimizde yerini koruyor.
Ev sahibi ile kiracılar arasında yaşanan olayların anlatıldığı bir bölümü izliyorum. Kiralar almış başını gidiyor, Kemal Sunal ev bulmakta zorluk yaşıyor.
Aylık 30 bin liraya bir ev bulduğuna sevindiği sırada, tam anlaşmaya varılacakken, oradan bir Arap turist geliyor ve evi 60 bin liraya kiralayacağını söylüyor. Ev sahibi Kemal Sunal ile anlaşmayı bozarak, Arap turiste evi kiraya veriyor.
Filmin yapımının üzerinden geçen yılları hesaplıyorum, aradan 37 yıl geçmiş. Ama bugünlerde ev sahibi kiracı kavgaları, kiraların yüzdelik artışları barınabilme sorunlarında 37 yıl öncelerine döndüğümüzü aklımıza getiriyor.
Antalya, Muğla, Marmaris gibi turistik bölgelerimizde evlerini Rus ve Arap turistlere kiraya vererek kendileri köylerine veya barakalarda yaşayan insanların sayılarını düşünebilmekte zorlanıyorum.
Bırakın deniz sahillerindeki konutları, Anadolu’nun yerleşim yerlerini dolaşın, ev kiralarının fiyatlarına bakın.
Depremden etkilenen illerimizde kiralık ev bulabilmek ayrı bir sorun, kiraların en az 6 bin liradan başladığını, daha önce oturan kiracısını çıkarıp daha yüksek fiyata verebilmek için yaşanan kavgalara günümüzde sık rastlamaya başladık.
Ülkemizde yaşanan olumsuz olayları unutarak, huzurlu, mutlu ve sağlık günlerin özlemini çekerken, aradan geçen 37 yılın ardından yeniden eski günlerdeki gibi sıkıntılarla karşılaşmak insanların akıllarını başlarından almaya yetiyor.
Bir aile düşünün, yıllarca kız çocuklarının olmasını umutla bekliyor. Ama bir türlü kız çocukları olmuyor ve günün birinde anne hayata veda ediyor.
Kadın toprağa verilirken eşi mezarın başında; “Hani biz kızımız olacaktı, bana söz vermiştin. Bu muydu senin sözlerin, beni kız çocuğundan mahrum bırakıp gidiyorsun!”diye ardından ağıtlar yakması gibi oldu hayatımız….
Yorum Yazın