DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
BIST10276.
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

Zulüm varsa, terör de vardır!

Bir yerde yaşanan olayın terörle ilişkisinin olup olmadığını,nasıl okuyup yorumladığınız önemlidir.

Terörün değişik türde, yine değişik kişilerce tanımlandığına rastlarız.

Bireysel yapılan eylemler, can ve mal kayıplarının oluşması ile toplumsal olarak gerçekleştirilen kitlesel eylemler ayrı değerlendirilir.

Dünyanın neresinde olursa olsun, kitlesel eylemler değişik türlerde değerlendirilir.

Kitlelerin yasalar kapsamında hak arayışlarının bazı yöneticiler tarafından “terör olayı” gibi gösterildiğine tanık olabiliriz.

Ülkelerindeki yasalar kapsamında sokakta veya meydanda hak arama eyleminde bulunmak, basın açıklaması yapmak veya oturma eyleminde bulunmanın “terör” olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği dönemin yöneticileri tarafından kendilerince tanımlanır.

Son günlerde İsrail ile Filistin arasında yaşanan olumsuz olayları izliyoruz, haberlerini dinliyoruz.

Kişi veya ülkelerin yöneticilerinin farklı gözle baktıklarını ve okudukları gibi konuştuklarına tanık oluyoruz.

İsrail ile Filistin arasında yıllardır süren değişik olayların yaşandığını biliyoruz.

Son yaşanan olay ise yeni olayların tuzu-biberi olurcasına, katliamlara dönüştü.

Olayları okuduğumda; Hamas ve Hizbullah gibi örgütlerin isimlerini duymaktayız.

Öte yandan İsrail’in okul, hastane ve sivil yerleşim yerleri demeden acımasızca saldırı olayları karşısında binlerce masum çocuğun hayatını kaybettiği haberlerini üzülerek öğreniyoruz.

Olaya bir başka pencereden bakıldığında; Filistin halkını savunduklarını belirten Hamas ve Hizbullah örgütlerinin ülke yönetimi adına kararlar veriyorlar gibi anlıyorum.

Bir ülke ki; yönetimini örgütlerin güdümüne bırakmış gibi dış dünyada algılanmasının hiç te hoş olmasa da gerek.

Filistin’in özellikle Gazze’deki katliamları dünyanın değişik ülkelerindeki halklar tarafından tepki görüyor.

Bazı ülkelerin Başkanları, özellikle de ABD başta olmak üzere İsrail’in yanında olduklarını belirtmeleri, kendi halkları tarafından tepki gördüğünü görmekteyiz.

Savaş karşıtı gösteriler, barış isteyen halkların eylemlerine emperyalist ülke Başkanlarının kulak tıkamalarının altında yatanları iyi okumamız gerekiyor.

Onların amacı ülkeler arası kışkırtıcılık yaparak, silahlarını satıp para kazanmaktan başka olay olmadığını iyi okumamız önem taşıyor.

İsrail ile Filistin arasındaki bu olumsuz gelişmeler diplomatik yollarla çözülebilir mi kestirmek olası değil ama, Türkiye olarak sağlıklı bir çözümde etkimizin hangi yöntemle olabileceği tartışılıyor.

Türkiye olarak Filistin’in, yani ezilen halktan yanayız bu doğru davranıştır.

Ancak, bu olayın fitilini ateşleyen Hamas örgütü, sonucun buralara kadar gelip gelemeyeceğini hesap edemedi mi? Ya da farklı bir anlaşma yapılarak olayın buraya gelebilmesi için provakatörce bir eylem mi gerçekleştirildi?

ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkeler İsrail’e destek verdiklerini belirtirken, İslam ülkelerinin sessizliğinin ardında nelerin yattığı merak ediliyor!

Bu olaylar Türkiye’yi dolaylı olarak etkilemiş olmalı ki, Cumhuriyet’in 100. Yıl kutlama etkinlikleri iptal edilmeye çalışılıyor.

Türkiye’nin bağımsızlığına göz diken ülkelerin, 100. Yılın kutlanmasına gölge düşürmek amaçlı olarak planlanmış ve projenin içerisinde olan sürecin bir gelişmesi olabilir mi!?

Bu arada, Hamas’ın bir terör örgütü olmadığını da Türkiye’de en yetkili ağızdan öğrenmiş olduk! 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar