Son yıllarda Osmaniye’de, siyasetçilerden belediyelere, çeşitli kurum ve bireylere kadar birçok kişinin sosyal medyaya yönelerek yerel basını adeta hiçe saydığını görüyoruz.
Sosyal medya üzerinden yapılan haber paylaşımları, yerel gazeteciliğin önemini azaltmaktan öteye gitmiyor.
Ancak bu eğilim, hem şehrin hafızası hem de kamuoyunun doğru ve tarafsız bilgiye erişimi açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Yerel basın, bir şehrin tarihine şahitlik eden en önemli kaynaktır.
Osmaniye gibi zengin bir kültüre ve tarihe sahip bir şehirde yerel gazeteler, gelecek kuşaklara aktarılabilecek bir arşiv oluşturur.
Sosyal medya ise anını yaşatan, ancak zamanın tozlu raflarında kaybolmaya mahkum bir mecra olarak kalır.
Sosyal medyada paylaşılan haberler Google tarafından indekslenmez; dolayısıyla bu bilgilere gelecekte ulaşmak neredeyse imkansızdır.
Buna karşılık, yerel basında yayınlanan haberler dijital arşivlerde yerini alarak, dilediğiniz zaman erişilebilir hale gelir.
Sosyal medya, haberciliğin yüzeyselleştiği, doğruluk kontrolüne daha az özen gösterildiği bir mecra haline gelmiş durumda.
Paylaşılan bir haber, günler içinde gözden kaybolabilir.
Oysa yerel gazeteler, sadece güncel olayları aktarmakla kalmaz, aynı zamanda bir toplumun hafızasını oluşturur.
Osmaniye’de yapılan bir etkinlik ya da alınan bir karar, yıllar sonra bile arşivden çıkarılıp incelenebilir.
Bu durum, toplumsal şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından büyük önem taşır.
Bugün sosyal medya üzerinden yayılan bir haber, yarın hatırlanmaz hale gelirken; yerel basın, bu haberin gelecek nesiller tarafından da okunabilmesini sağlar.
Ancak yerel basına gereken önem verilmedikçe, şehir tarihi ve toplumsal bilincin de zarar görmesi kaçınılmaz.
Osmaniye’de, mesleğini hakkıyla yapan gazeteciler ile bu mesleği kötüye kullananlar arasında ciddi bir ayrım yapılması gerekiyor.
Sadece kendi çıkarlarını düşünerek gazetecilik yapanlarla, doğruları ortaya koymak için emek harcayanlar aynı kefeye konulduğunda, toplumsal güven de ciddi anlamda zarar görüyor.
Halkın şeffaf bilgiye ulaşma hakkını savunmak için iyi gazetecilerin desteklenmesi şart.
Sosyal medya, manipülasyonlara ve yanlı haberlere açık bir alan sunuyor.
Bu ortamda yanlış bilgilere itibar eden insanlar, doğruları yayan gazetecilere önyargılı yaklaşmaya başlıyor.
Dürüst ve tarafsız gazeteciler ise hem kamuoyunu aydınlatma hem de yanlış algıları düzeltme konusunda yeterince destek göremiyor.
Yerel basının ayakta kalabilmesi için Osmaniye halkına da büyük bir görev düşüyor.
Halk, yalakalık yaparak çıkar sağlayanları ve gazetecilik kisvesi altında sahtekarlık yapanları desteklemek yerine, işini düzgün yapan gazetecilere sahip çıkmalıdır.
Dürüst ve şeffaf bir toplum için yerel basının öneminin farkına varmak ve bu değeri korumak şart.
Osmaniye’de doğru gazeteciliğin değer görmesi için, hem halkın hem de kurumların sorumluluk alması gerekiyor.
Yerel basın, sadece bir bilgi kaynağı değil, aynı zamanda toplumsal hafızanın da bir parçasıdır.
Bu bilinçle hareket edilmediği takdirde, gelecek nesiller için şehrin hikayesi eksik ve yanlışlarla dolu bir şekilde aktarılacaktır.
Sosyal medyanın hızı ve pratikliği cazip olabilir; ancak yerel basının şehrin arşivi olarak sunduğu kalıcılık, asla göz ardı edilmemelidir.
Osmaniye’de yerel gazeteciliğe gereken destek verilmediği takdirde, şehir tarihi ve toplumsal şeffaflık ciddi anlamda zarar görecektir.
Bu sebeple, hem halkın hem de karar alıcıların, yerel basına hak ettiği değeri vermesi hayati önem taşıyor.
Sosyal medya rüzgarına kapılıp gerçek gazeteciliği önemsizleştiren herkes, aslında şehrin geleceğine zarar veriyor.
Osmaniye’nin geleceği için doğru ve tarafsız haberlerin arkasında duran, mesleğini hakkıyla yapan gazetecilere sahip çıkalım.
Bugün verdiklerimiz yarın alacaklarımızı belirler.
Şehir hafızamızın kaybolmaması için yerel basını destekleyelim, sosyal medya yanılgısından uzak duralım!
Yorum Yazın