DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
BIST10276.
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

Yaşını-başını almışlar

Bizim kültüründe bir halk deyimi vardır; “Akıl yaşta değil, baştadır”diye söylenir.

İnsanoğlunda aklın başta, yani beyninde ve aklın becerilerinde olduğu gerçeğini inkar etmiyorum. Her insanın da ömrünün ilerleyen sürecinde yaşlanabileceği gerçeğini kimse inkar edemez.

Genç beyinler ve genç akılların hünerleri ile ilerleyen yaşlardaki insanlar arasında farkındalıklar olabileceğini de unutmamalıyız.

Bir ülkenin yönetim kademelerinin herhangi bir yerinde bulunanlar, ilerleyen yaşlarında, halkın gözlemleri sırasında her geçen hatalar yaptıkları olaylara tanık olunabilir.

Bazı ülkeleri yöneten Devlet Başkanları veya o ülkenin yönetim şekline göre en üst düzeyde olanların yaşları tartışma haline gelebiliyor. 

Özellikle ülkelerin en üst düzeyindeki yöneticilerin; salondaki hareketleri, yürüyüşleri, en önemlisi de konuşmalarındaki eylemler izleyenlerin dikkatlerinden kaçmayabiliyor.

Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in son yıllardaki beden hareketleri, vatandaşlar tarafından; özellikle de muhalefet tarafından  tepkiler oluşturmaya başlamıştı.

Genç kuşakları siyasetin içerisinde yetiştirmediğimiz zaman, yaşı ilerlediği halde siyasette yaşları 65’lerin üzerindeki yöneticilerin aklı ile yönetilmekten kurtulamayız.

Bu arada, eski toprak olarak isimlendirdiğimiz bazı siyasetçilerin de hakkına yemek istemem.

Partilerine sadık, oy aldığı seçmen kitlesine ihanet etmeden seçildiği partinden ayrılmayan Milletvekilleri her zaman  vatandaşın gözünde takdirle karşılanmıştır.

Önümüzdeki yılın Mart ayında yerel seçimler için siyaset her geçen hareketlenmeye başladı.

Türkiye’nin yönetimi elinde bulunan siyasi iktidar, parti olarak İstanbul’a gözünü diktiğini her konuşmalarda dile getiriyor.

Türkiye’yi yönetin bir siyasi iktidar, neden en büyük il olan İstanbul için olanca gücünü harcama yarışına girer ki!?

Aklıma bir halk hikmeti geldi, yanlış anlaşılmazsa paylaşayım: “Eşini kaybeden bir vatandaş, komşu Köyde kendisi gibi eşini kaybetmiş bir kadınla evlenmek ister. Kadının evine konuk olur ve ister.

Kadının akrabaları tarafından olur bulduktan sonra da evlenirler. Aradan birkaç ay geçtikten sonra kadın; yetişkin kızı olduğunu, iyi niyetli biriyle evlendirmek istediğini kocası ile paylaşır.

Bu sözler üzerine kadının eşi, kendisinin de yetişkin bir oğlunun olduğunu düşünerek, üvey kızını oğluna alma fikrini kadınla paylaşır.

Kadın, kızının dayılarından istenmesi gerektiğini söyleyerek birlikte kızının yaşadığı eve konuk olurlar. Sohbetler başlar ve sonunda ziyaret olayına gelinir. 

Kadın suskundur, kocası söze başlar; ‘Bacınızı bana verdiniz, evlendim ve mutluyum. Bazınızın bir de yetişkin kızı varmış, onu da benim oğluma istemeye geldim.

Hep birlikte aynı çatı altında yaşayarak ailemizi genişletmek istiyoruz’ diye konuşur.

Kadının abisi bacısının yüzüne bakar, zayıflamış ve yüzünde kırışıklıklar olduğunu görünce ayağa kalkarak eniştesine; ‘Sana bacımızı verdik,  açlıktan kurutmuşsun, yetmedi şimdi de oğluna yeğenimizi isterken onu da mı açlıktan kurutacaksınız!?’ diyerek kabul etmez.

Bu halk hikmetini bir kenara bırakmak gerekirse, önümüzdeki yerel seçimlerde 3 dönemin dışındaki bir Başkanı yeniden aday göstermemek ile birlikte, yaşı 65’in üzerindeki Adaylara özen gösterilmesini siyasi partilerin bilgilerine sunmak istiyorum.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar