Türkiye’de belediyelerin sunduğu hizmetler, yerel halkın ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan geniş bir yelpazeye sahiptir.
Kültür ve sanat etkinlikleri, bu hizmetler arasında yer alır ve toplumun sosyal, kültürel gelişimine katkıda bulunur.
Ancak bazı kesimler, belediyelerin asli görevlerinden uzaklaştığını ve kaynakların kültürel etkinliklere ayrılmasının gereksiz olduğu görüşünü savunmaktadır.
Bu yazıda, belediyelerin kültürel faaliyetleri bırakıp sadece temel altyapı hizmetlerine odaklanması gerektiğini savunan görüşleri inceleyerek, öneriler sunacağız.
Belediyeler, bir bölgedeki yerel hizmetleri yürüten kamu kurumlarıdır ve şehir altyapısını iyileştirmekten sokak güvenliğine kadar geniş bir sorumluluğu üstlenirler.
Çoğu kişi belediyelerin öncelikli görevinin; yol, su, kanalizasyon, park-bahçeler gibi asli hizmetleri sağlamak olduğunu düşünmektedir.
Örneğin, yolların bakımı, altyapı projeleri ve düzenli su temini gibi ihtiyaçlar, vatandaşların günlük yaşamlarını doğrudan etkileyen temel hizmetlerdir.
Bu nedenle, bazı görüşlere göre belediyelerin kaynaklarını bu hizmetlere odaklaması gerektiği düşünülmektedir.
Yerel halk, bu temel hizmetlerde karşılaştığı sorunları belediyelerden çözmesini beklerken, belediyelerin bütçesini kültürel faaliyetlere ayırmasının kaynak israfı olduğu iddia edilebilir.
Özellikle ekonomik sıkıntıların olduğu dönemlerde, temel hizmetlere odaklanmak vatandaş memnuniyetini artırabilir.
Birçok belediye, halkın kültürel gelişimini sağlamak amacıyla kitap fuarları, konserler, tiyatro gösterimleri gibi etkinlikler düzenlemektedir.
Bu tür etkinlikler, şehirlerin kültürel canlılığını artırmakta ve sosyal bağları güçlendirmektedir. Bununla birlikte, kültür sanat etkinliklerinin belediyelerin asli görev alanları dışında olduğu düşüncesiyle eleştirildiği de görülmektedir.
Belediyeler bu etkinliklere bütçe ayırmak yerine, eğitim ve sağlık gibi doğrudan vatandaşların yaşam kalitesini etkileyen konulara odaklanmalıdır, görüşü yaygındır.
Belediyelerin kültürel etkinliklerdeki rolü sorgulanırken, bu faaliyetlerin sosyal faydaları da göz ardı edilmemelidir. Kültürel etkinlikler; özellikle gençlerin ve çocukların sosyalleşmesine, eğitimine ve toplumla kaynaşmasına katkıda bulunur. Ancak, bu tür faaliyetlerin sıklığı, maliyeti ve sürdürülebilirliği konusunda dikkatli bir planlama yapılması gerekmektedir.
Belediyelerin sağlıklı bir şekilde hizmet vermesi, uzman kadroların doğru görevlere atanmasıyla doğrudan ilişkilidir.
Günümüzde birçok belediyede liyakat sistemine uygun olmayan personel alımlarının yapıldığı iddia edilmektedir. Özellikle belediyelerde personel alımlarında torpil ve kayırmacılık gibi uygulamalar, hizmetlerin etkinliğini düşürmektedir.
Bu durum, hem vatandaşa hizmet kalitesini düşürmekte hem de kurum içinde verimsizliğe yol açmaktadır.
Personel alımlarının merkezi bir sınav veya liyakat esaslarına dayalı olarak yapılması, belediyelerde verimliliği ve hizmet kalitesini artıracaktır. Bu çerçevede belediyelerin bağımsız ve tarafsız bir şekilde personel seçimini yapması, toplumun güvenini kazanmak adına önemlidir.
Belediyelerin mal alımlarında doğrudan temin usulüyle gerçekleştirdiği satın alımlar, şeffaflık açısından eleştirilere neden olmaktadır.
Doğrudan temin yöntemi, belediyelerin ihtiyaçlarını hızlı bir şekilde karşılamak için etkili olsa da, gereksiz harcamalar ve fiyatlandırma açısından suistimale açık olabilir.
Bu durum, bazı belediyelerde mal ve hizmet alımlarının piyasadan daha pahalıya alınması gibi sorunlara yol açmaktadır.
Devlet Malzeme Ofisi (DMO) üzerinden yapılan alımların yaygınlaştırılması, mal alımlarındaki fiyat farklılıklarının ve olası usulsüzlüklerin önüne geçebilir.
DMO, kamusal satın alımlarda standart ve uygun fiyatlı malzeme sağlamada etkili bir yol olabilir.
Belediyelerin tüm alımlarında Devlet Malzeme Ofisi’ni kullanması, denetim açısından daha şeffaf bir yönetim süreci sunar ve maliyetlerin optimize edilmesine katkı sağlar.
Bir toplumun sosyal ve kültürel yapısını geliştirmek, yalnızca merkezi hükümetin değil, yerel yönetimlerin de sorumluluğundadır.
Belediye bütçelerinin kültürel etkinliklere yönlendirilmesi, aslında toplumun kültürel kalkınması için bir fırsat olarak da değerlendirilebilir.
Ancak, belediyelerin kültürel etkinlikleri sınırlaması ya da sadece belirli dönemlerde yapması, kaynakların etkin kullanımı açısından daha faydalı olabilir.
Kültür ve sanat etkinlikleri, toplumun kaynaşması ve kültürel mirasını yaşatması adına önemlidir.
Belediyeler, bu tür etkinlikleri düzenlerken sponsor desteği sağlayarak veya devletin ilgili kurumlarından destek alarak bütçe yükünü hafifletebilirler.
Bu sayede, hem kültür ve sanat etkinliklerine olanak tanınabilir hem de bütçeden tasarruf edilerek diğer asli hizmetlere daha fazla kaynak ayrılabilir.
Belediyelerin asli görevlerine daha fazla odaklanabilmesi için bazı yapısal düzenlemeler yapılabilir. İşte bu düzenlemelerin bazı önerileri:
Denetim Mekanizmalarının Güçlendirilmesi: Belediyelerde şeffaflığı artırmak adına iç denetim mekanizmaları güçlendirilmeli ve düzenli olarak bağımsız denetimlere tabi tutulmalıdır.
Liyakat Esasına Dayalı Personel Seçimi: Belediye personel alımlarında merkezi bir sınav ya da liyakat esasına dayalı bir seçme sistemi benimsenmeli, bu sayede nitelikli ve işinin ehli personel istihdam edilmelidir.
Bütçe Disiplini ve Tasarruf Tedbirleri: Belediyeler, kültürel faaliyetlerde kaynak kullanımı açısından tasarruf tedbirleri uygulamalıdır.
Bu etkinliklerde sponsor desteği veya diğer kamu kuruluşlarından sağlanacak destekle, bütçe dengesi sağlanabilir.
Kültürel Etkinliklerin Planlanması: Kültürel etkinlikler, şehrin ihtiyaçlarına göre planlanmalı ve maliyetlerin toplumun geneline fayda sağlayacak şekilde düzenlenmesine özen gösterilmelidir.
Belediyelerin asli görevleri; altyapı, ulaşım, temizlik ve zabıta hizmetleri gibi doğrudan halkın yaşam kalitesine etki eden alanlarda sorumluluk üstlenmelerini gerektirir. Ancak, toplumun sosyal ve kültürel ihtiyaçları da göz ardı edilmemelidir.
Belediyeler, kültür ve sanat etkinliklerini ekonomik dengeleri gözeterek düzenlerken, asli görevlerini aksatmamalıdır.
Şeffaflık ve liyakat prensipleri doğrultusunda hizmet sunan belediyeler, hem ekonomik hem de sosyal fayda sağlayarak toplumun ihtiyaçlarına daha etkin bir şekilde yanıt verebilir.
Bu bağlamda, kültür-sanat faaliyetleri ile asli hizmetler arasında dengeli bir yönetim anlayışı, belediyelerin toplum nezdinde daha itibarlı ve faydalı bir hizmet sunmasını sağlayacaktır.
Yorum Yazın