DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
BIST9833.2
İlyas SABANCI

İlyas SABANCI

Mail: [email protected]

Toplumdaki Saygı Erozyonu ve Gençlerin Sorumluluğu

Günlük hayatımızın her alanında, bireyler olarak birbirimize olan saygımız toplumsal huzurun en temel ögelerinden biridir.

Ancak son yıllarda, özellikle gençler arasında yaygınlaşan ve neredeyse bir alışkanlık haline gelen küfürlü ve argo konuşma dili, toplumsal rahatsızlığa neden olmaktadır.

Bu durum, toplumda ahlaki ve kültürel değerlerin giderek yozlaştığının bir göstergesi olarak görülmektedir.

Birçok kez, toplu yaşam alanlarında gençlerin küfür içeren cümlelerle konuştuğuna tanık oluyoruz.

Alışveriş merkezleri, parklar, kafeler gibi ortak kullanım alanlarında, yanında ailesi ya da arkadaş grubu olan birçok gencin, küfürlü ifadeleri çekince duymadan kullandığına şahit olabiliyoruz.

Bu durum, sadece yanındaki bireyler için değil, etrafındaki yabancılar için de büyük bir rahatsızlık kaynağı.

Daha da ötesi, bu tutum bazı gençler arasında adeta bir "marifet" ya da "güç" göstergesi olarak algılanıyor.

Ancak unutmamalıyız ki, küfür etmek erkekliğin ya da olgunluğun bir sembolü değil, aksine ahlaki ve entelektüel eksikliğin bir göstergesidir.

Eğitimin ilk basamağı olan aile, bireyin karakter yapısı ve toplumsal davranışlarını şekillendiren temel unsurdur.

Ancak aile içerisinde eğitim eksikliği olan bireyler, topluma çıktıklarında hem kendilerini hem de başkalarını zor duruma sokabilirler.

Birçok aile, genç bireylerin kültürel ve ahlaki değerlere uygun davranış sergilemesini desteklemek yerine, ya şiddet içeren ya da otoriter bir tavırla yaklaşarak sorunun daha da derinleşmesine neden oluyor.

Halbuki aileler, gençlere empati, saygı ve hoşgörü gibi değerleri benimsetmelidir.

Bir birey, kötü bir alışkanlığın neler getireceğini ilk olarak evde öğrenir. Toplum kuralları ve insanın başkalarını rahatsız etmeden yaşama hakkı, bu temeller üzerine inşa edilmelidir.

Toplu yaşam alanlarında sadece gençler değil, her yaştan bireyin başkalarına saygı göstermesi esastır.

Bu, hem yasal hem de ahlaki bir sorumluluk olarak kabul edilmelidir. Özellikle sigara gibi alışkanlıkların kontrolsüz bir şekilde uygulanması, toplumsal rahatsızlığın bir başka önemli boyutudur.

Bir parkta oturduğunuzda yanınızda oturan bir bireyin size dahi sormadan sigara yakması, sadece nezaketsizlik değil, aynı zamanda bir saygı eksikliğidir.

Ne yazık ki, bu tutum toplumumuzda alışılır hale gelmiş durumda. Sigara izmaritlerinin yere atılması ya da balgam tükürülmesi gibi davranışlar, hem çevre kirliliğine yol açmakta hem de toplumsal rahatsızlığı arttırmaktadır.

Bu sorunu ortadan kaldırmak için, özellikle gençlere yönelik bilinçlendirme çalışmalarının yaygınlaştırılması gerekmektedir.

Okullarda ve aile ortamlarında saygı, empati ve sorumluluk bilinci kazandırılmalı, bu bilincin erken yaşlarda oturması sağlanmalıdır.

Şu adımlar, özellikle etkili olabilir:

Eğitim Programları: Okullarda toplumsal saygı ve etik değerlere yönelik dersler konulmalıdır.

Aile Desteği: Ailelerin de katıldığı seminerler ve atölye çalışmaları düzenlenerek ebeveynlerin bilinçlendirilmesi sağlanabilir.

Medya Kampanyaları: Televizyon, sosyal medya ve diğer platformlar üzerinden olumlu davranış modelleri öne çıkartılmalıdır.

Cezai Yaptırımlar: Kamusal alanlarda küfürlü konuşma, çöp atma ya da tükürme gibi davranışlara yönelik caydırıcı yaptırımlar uygulanabilir.

Bireylerin toplumsal alanda daha saygılı ve özenli davranması, daha huzurlu bir toplum yaratmanın anahtardır.

Gençlere bu bilinci kazandırmak, hem ailelerin hem de eğitim sisteminin öncelikli görevi olmalıdır.

Toplum olarak birbirimize olan sorumluluğumuzu unutmadığımız ve başkalarına karşı saygımızı koruduğumuz müddetçe, daha yaşanabilir bir çevre oluşturabiliriz.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar