Tarihte 24 Ocak’ın unutulmaz anılarını okurken, düşündüğümüz de olur, üzüldüğümüz de, sorgulamadığımız da olur.
Gazeteci Uğur Mumcu’nun katledilişinin 31. Yılını da geride bırakıyoruz. Evinin önündeki otomobiline konulan patlayıcı ile yaşamını yitiren gazeteci Uğur Mumcu’ya katledenlerle ilgili ne gibi gelişmelerin olup olmadığını hala sorguluyoruz.
Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve korumalarının katledilişini anımsıyoruz. Bu ve benzeri aydınlanamayan cinayetlerin tarihleri geldiğinde; düşünüyoruz, üzülüyoruz ve sorgulamaktan kendimizi geri alamıyoruz.
Bugün sizlerle “su” ilgili yaşananlardan sözetmek istedim.
Susuz kalan bir insanın., bir bardak su veren kişiye teşekkür anlamında; “Su gibi aziz ol!”demesini düşünün.
Bu günlerde emekli maaşları ile ilgili Hükümetin konuşmalarına tanık oluyoruz. SSK ve Bağ Kur emeklilerinin maaşları eşitlendi, en az maaş 10 bin liraya yükseltildi.
SSK’lı biri ile Bağ Kur’lu birinin ödediği prim miktarı aynı olmasa da, emekli maaşları eşitlendi.
Aynı eşitlemeyi işçi ve emekli maaşları üzerinde de eşitleme olanağının düşünülüp düşünülmediği merak konusu haline geldi.
Emeklilere verilecek olan maaşın 10 bin liraya yükseltilmesi, “müjde!” gibi verilirken, bir de 2024 yılını “emekliler yılı” olarak duyurdular.
Dünyaya bakıyorum. Varlıklı insanların içtikleri bir litre suyun fiyatı 318 dolar, yani 9 bin 500 liradan başlıyormuş.
Volkanik kayalar, eriyen dağ buzulları veya bulutlardan toplanılan suyun şişelenerek satılmasında bir litre suyu 9 bin 500 TL’den için insanların bu parayı nasıl ve nereden kazandıklarını aklıma getirmeye çalışıyorum.
Bizim emeklilerimize verilen 10 bin Tl para ile Hükümet övünürken, yabancı ülkelerdeki varlıklı insanlar bir litre suyu içmek için bir emekli maaşı kadar para ödüyor.
Türkiye’den örnek vermem gerekirse, okullar yarı yıl tatiline girdi. MEB. öğrencilerin dinlenmeleri, sinemaya gitmeleri, tatil yapmalarını önerdi.
Tatil merkezlerinden biri olan Uludağ’da tatil yapmanın masrafı ile ilgili bir araştırma yaptım. Uludağ’da otellerin yüzde 70’inin yerli ve yabancı turistler tarafından dolduğunu öğrendim.
Bir kişinin oteldeki gecelik ödeyeceği para 4 bin liradan başlayıp 45 bin liraya kadar yükselebiliyormuş. Bu rakama içecek, kayak giysileri ve kayap pisti dahil değil.
Bu arada çay ve kahve ücreti ise o kadar pahalı değil. Uludağ’da bir bardak çay 20-25 Tl, bir fincan kahve ise 60 Tl., sucuk-ekmek yemek isterseniz 100-150 Tl olarak para ödemeniz gerekiyor.
Çay ve kahve ücretinin burada ucuz olduğunu söylemiş olmama şaşırmış olabilirsiniz! Bugünlerde Anadolu’nun herhangi bir ilindeki kafeteryaya gidip bir bardak çay içmiş olsanız 20 Tl. ödüyorsunuz.
Memleketimden insan manzaraları buna dense gerek! Birileri tatile gidiyor, eşi ve bir çocuğu ile birlikte bir gecelik otele 10 bin Tl. öderken, emeklilerin de bir ay boyunca 10 bin Tl. ile geçinmeye çalıştığı iki aynı sosyal yaşamı aynı ülkede görebiliyoruz.
Bu arada, 2024 yılından umutluyuz, çünkü önemli gün ve yıllarımıza bir yenisi daha eklendi; “2024 emekliler yılımız” kutlu ve hayırlı olsun!...
Yorum Yazın