DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
BIST10276.
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

Suç ve suçluya geçit vermemek

Yazdıklarından dolayı, düşünce görüşleri nedeniyle haklarında verilen kararlar doğrultusunda “ceza evlerinde yaşamak” dilin ucundan söylenildiği kadar kolay olmasa gerek!

Göreceksin, yaşayacaksın görüp yaşadıklarını aklını harekete geçirerek düşüncelerini kaleme alacaksın. Yani olayları öylece seyretmek yerine, bir şekilde tepkini koyma eyleminde bulunacaksın.

Bunun ardından da birileri çıkacak hakkında açtığı dava ile yargılanacaksın.

Yargılanma sonunda verilen karar, yürürlükteki Anayasa’nın ilgili maddelerine göre “suç” gerektiriyorsa, o zaman tutuklama kararı ile karşı karşıya kalabilirsin.

Elbette ki, her ülkenin kendine göre “Anayasa” gereği hakların savunulması için “Mahkemeleri” bulunmaktadır.

Bu Mahkemelerdeki; Savcı ve Hakimler yargı sonunda son kararlarını verir, yargılanan kişi, bu kararı ya bir üst mahkemeye taşır veya kabullenir.

Adalet ve Yargı ikilemi üzerine yıllardır ülkemizde eleştirel açıklamalarla karşılaşıyoruz.

Suya veya sabuna dokunmadan gündemle ilgili haber yapan ve köşesinde yaşanan olumsuzlukları dile getirmeyen gazetecinin, okurlarına karşı gereken görevini yerine getirip getirmediği tartışılabilir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk; “Vatanını seven, görevini en iyi yapandır”diye söylerken, her meslekte çalışanların işlerini doğru, sağlıklı ve adaletli yapmalarını beklediğini vurgulamaktadır.

Toplumsal olayları izlerken herkesin farklı okuduğuna tanık oluruz.

Yaşanan olayların hak, hukuk ve adaletli  gelişmelerine bir anda karar verebilmek zor olsa da, olayları iyi okuyabilenler doğru ile yanlış arasındaki farkı sezinleyebilir.

Olayları yaşayan veya yaşatanların sıfatları veya kimliklerine göre kararlar vermeye kalkışmak, bazı anlarda adaletli olmayan sonuçları da beraberinde getirebilir.

Bu amaçla yargıçların kararlarının bazı olaylarda eleştirildiği olaylarına rastlayabiliriz.

Şimdi sizlere anlatacaklarım, ülkemizin önemli edebiyatçılarından, Aziz Nesin’in başına gelen olaylarla ilgili olacak.

Saygı ve rahmetle andığımız Aziz Nesin, gazetede köşe yazarlığına başladığında yaşı çok gençtir.

Gazetede güncel olayları kaleme alırken, hakkında açılan bir dava ile ilgili Hakim karşısına çıkar.

Hakim Nesin’e bakar, yazdıklarına bakar; “ Siz Aziz Nesin olarak bu yaşta böyle bir yazıyı yazmamış olmalısınız, başka birileri yazmış olmalı. Siz yazmadınız değil mi!?” diye sorar.

Aziz Nesin, gazetedeki yazıyı kendisinin yazdığını söyler ama, o andaki Mahkeme heyetini bir türlü inandıramaz.

Bu olaylar birkaç kez yaşanır, Aziz Nesin’in gençlik yıllarında her Mahkeme’deki yargılamalarda alınan kararlar lehine sonuçlanmaya başlar.

Yıllar sonrasında Aziz Nesin ismi ün yapmaya başlamıştır. Kendine göre yazıyı kaleme alma yöntemi ve anlatımı yakalayan Nesin’in yazıları okurlar tarafından ilgi görmektedir.

Aziz Nesin’in yazı anlatımına benzer bir yazı Mahkemeye taşınır ama yazıyı Nesin yazmamıştır. 

Mahkeme de sorulduğunda Aziz Nesin; “Bu yazıyı ben yazmadım!”diye yanıtlar. İddianame Nesin’in yazdığı yönündedir ve karar verilmek üzere iken Hakim son sözlerini sorar.

Aziz Nesin; ”Yıllardır yazdığım yazılara inanmadınız, Mahkeme heyetini yazdıklarıma inandıramadım.

Bugün ise yazmadığım yazının bana ait olduğunda ısrar ediliyor. Kararı adaletinize bırakıyorum.”diye konuşur.

Yazar; ne yazar, ne yazmaz! Nesin’in dediği gibi ; “Yaşar ne yaşar, ne yaşamaz!”

Aklın ve düşüncenin rahatlığında sağlıklı yazabilmek umudu ile…

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar