DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
BIST10276.
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

Şehirler yaşanabilir olmalı

Mart ayının yaklaşması ile birlikte yerel seçimler için siyasi partiler arasındaki adaylık yarışları da yoğunluk kazanıyor.

Partilerinden Belediye Başkalığı için aday adayı olanlar, adaylıklarının açıklanmasını sabırla bekliyorlar.

Siyasi iktidarın kaygısı ise Büyükşehirlerde Belediye Başkanlıklarını kazanabilmek için yöntemler arayışlarını sürdürüyorlar.

Cumhur ittifakı İstanbul, Ankara ve Adana gibi illerde adaylarını belirlemiş değiller. Ama, iktidar partisi bu büyük şehirlerde kendi partilerinin adaylarının kazanabilmesi için yoğun uğraş veriyorlar.

İki gün önce Adana Büyükşehir Belediyesine sabah erken saatlerde polislerle gelinerek bazı çalışanlarının gözaltına alınması tartışmaları da beraberinde getirdi.

Polislerle gelinerek Belediye’nin bazı odalarına girilmesi olayının; “İhaleye yolsuzluğu(!)” olarak belirtiliyor.

İddia edilen olayın Savcılığın incelemelerinin ardından netlik kazanacaktır. Ancak, “Çamur at, izi kalsın!” sözü ortaya çıkarsa, şikayetçi olanlar ne gibi yeni yöntemlere başvuracağı merak ediliyor.

Seçimler yaklaşırken böylesi bir olay elbette kimse istemeyecektir. Bu olay bana farklı illerdeki Belediyelere “Kayyum” atanması olaylarını anımsatıyor.

Şehirlerin yaşanabilir olmasını başlığımda belirtirken, 6 Şubat depremleri sonrası, enkaz altında kalan binaların yerlerine ne gibi yeni yapıların yapılabileceği veya arsalarının nasıl kullanıma açılacağından sözetmek istedim.

Depremden etkilenen 11 ilimizde yeni seçilecek olan Belediye Başkanlarının şehirleşme konusunda bilgi birikimleri ile projelerinin olup olmadığı önem taşımaktadır.

Önümüzdeki yılın Mart ayında yapılacak olan yerel seçimlerde amaç seçimleri kazanmak yerine, vatandaşa yaşanabilir bir şehir nasıl oluşabileceği düşünülmelidir.

Mevcut iktidarın sözlerini 22 yıllık icraatları ile değerlendiriyorum. İki veya üç dönemdir yerel yönetimin başında olan   mevcut iktidar ile birlikte yol yürüdükleri siyasi partili Başkanların dönemsel anlamda hizmetlerine bakmak gerek.

6 Şubat depreminin üzerinden 10 ay geçti, bu süreçte vatandaşlarımızın ve esnafımızın ne gibi sorunları giderilebildiğine bakıyorum. Kürsüye çıkıp ta “sorunları çözüyoruz!” diye konuşmakla sorunlar çözülmüyor.

“Büyük şehirleri yeniden alacağız”demekle de vatandaşın sıkıntıları bitmiyor.

Deprem enkazında kalan şehirlerdeki yaşantıya bakıyorum. Hala mahkemelik olduğu için tehlikeli şekilde yıkılmayı bekleyen binalar görüyoruz.

Konteynırlarda ticaret yapan esnaf ile burada yaşamını sürdüren depremzedelerin sıkıntılarını izliyorum.

Seçimler yaklaşırken bildik sözler “Algılar” yoğunluk kazanmaya başlar. Olumsuz olaylar karşısında mevcut iktidar “Allah’tan geldi!”, “çok büyük doğal afet oldu!” gibi sözler kullanıyor.

Böylesi sözleri söylerken; nasıl ve niçin olduğu ise vatandaştan gizlenir! Muhalefet Belediyelerinin yönetimlerdeki yerlerde ise “Başarısız!” sözleri kullanılır.

Oysa, İstanbul da, Ankara ‘da, Şanlıurfa da, Gaziantep te Türkiye’nin 81 ili arasında aynı ülkenin içerisinde bulunmaktadır.

Mart ayının “dert” ayı olmaması için, seçmenin yaşadıklarını unutmadan gereken tercihi yapacağını düşünüyorum.
 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar