DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
BIST10276.
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

Savaşa karşı, barışı savunmak

Günlerdir, hatta haftalardır İsrail’in Filistin halkı üzerindeki acımasız saldırılarını tüm dünya izliyor ve tepkiyle karşılıyor.

Bırakın değişik yönetim şekilleri olan ülkelerdeki insanların tepkilerini, İsrail halkı bile; savaşa karşı barıştan yana olduklarını vurgulamak amacı ile  ülkelerinin Başkanlarına karşı  tepkilerini dile getiriyorlar.

İsrail Başkanı Netenyahu’ya soruyoruz; bu insanlık dramını neden yaşatıyorsun, Netenyahu, sana soruyoruz “Neden yahu!”

Aydın’da yaşayan bir şair arkadaşımın yayınladığı şiir kitabının ismini anımsıyorum; “Sevişmek varken, savaşmak niye?” başlığını taşıyordu.

Savaşmak yerine sevişmeyi önermekle aklınıza hinlik gelmesin sakın. Sevişme olayını “cinsel” anlamda yorumlayanlar, kadınlardan söz edildiğinde “cinsel obje” olarak görenlerin sözcüklerin nerede ve ne anlamda kullanıldığını iyi okumalarını öneririm.

Yaşanan her olayın; bir önemi ve amacı olduğu kadar onurunun da bulunduğunu bilmek gerekiyor.

İsrail ile Filistin arasında on yıllardın süren ve bir türlü barışın yaşatılmaması yerine, savaşın sürmesini isteyen taraf veya taraflar var.

Kim bu taraflar!? Elbette ki, ürettikleri silahları satmak üzere ve amaçlarına ulaşmak amacı ile istihbarat örgütleriyle gelişmemiş ülkelerde terör olaylarının eksik olmamasını isteyen emperyalistler olarak okumaktayız.

Filistin halkına  gıda yardımlarının ulaştırılması engellenmesi yetmediği gibi, sağlık alanında da engeller azalmayarak sürüyor.

Dünya Sağlık Örgütü bile son günlerde Filistin halkı üzerindeki can kayıpları ve sağlık hizmetlerinin götürülmesi konusunda bilgilere ulaşamadığından sözediyor. Gazetecilerin haber yapabilmesinin zorlaştığı gibi, meslektaşlarımızın sayılarında da artışlar yaşanıyor.

İsrail”in vahşice saldırıları neticesinde ölenlerin çoğunluğunun çocuklardan oluşması dünya genelinde barıştan yana olan insanların yoğun tepkilerine neden oluyor.

Savaşlarda yapılmaması gerektiren halleri ihlal eden İsrail askerlerini yönetenler ve ülkenin başındakilerin neleri amaçladığını iyi okumak zorundayız. Sadece katliamları ile değil, “savaş suçu” işleyen Netenyahu yönetimini de iyi anlamak zorundayız.

İsrail’in arkasında hangi ülkelerin Başkanlarının olup olmadığını, bu ülkelerde yaşayan halkın savaştan yana değil, barıştan yana olduklarını  ve ülkelerinin yöneticilerine karşı demokrasi mücadelesi verdiklerini haberlerde görüntüleri ile izliyoruz.

Daha iki gün önce, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yıldönümü coşku ile kutladık. Cumhuriyet’i kuran ve halkın kendi kendisini yönetmesini sağlayan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne demişti; “Yurtta barış, dünya da barış!”

Barışın sağlanabilmesi için; sevgi ve saygı önem taşır. Sizler, yani siyasiler; Meclis toplantılarınızda kavga ederseniz, halkın yararına çıkması gereken kanunlar karşısında “Red oyu” verirseniz, muhalefetin sözlerine yakışıksız sözlerle karşılık verirseniz, ülkenizde barış ve huzurun bozulmasını da beraberinde getirirsiniz.

Hiçbir katlediciye; “Kahrolsun!” demekle kahrolmadığı gibi, Yaşanan olaylara verilen tepkiler karşısında;  söyleyene değil, söyletene baktığımı belirtmek isterim.

İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırı ve kıyımları önlenebilir mi!?  Elbette önlenebilir! Ama bu işler; sokaklara dökülüp bağırıp çağırmakla değil, diplomatik ve halkların barıştan yana ortak tavırlarını emperyalistlere göstermesi ile olur!...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar