Osmaniye ve ilçelerinde belediyeler ve belediye başkanları ile ilgili yapılan değerlendirmeler, çoğu zaman duygusal bir yaklaşım ve eksik bilgiyle şekilleniyor.
Çoğu vatandaş, belediye başkanlarını henüz somut bir icraat ortaya koymadan yüceltmekte ve bu da önemli bir yanlış anlaşılmayı beraberinde getirmektedir.
Oysa, bir belediye başkanının başarısı yalnızca vaatlerle değil, icraatlarıyla ölçülmelidir. Belediye başkanları, halkın kendilerine verdiği emaneti doğru bir şekilde kullanarak şehri kalkındırmalı, adaletsizliğe karşı projeler üretmeli ve halkın ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sunmalıdır.
Bu yazıda, belediye başkanlıklarının sadece siyasi bir makam olmadığını, aynı zamanda büyük bir sorumluluk taşıdığını vurgulayarak, doğru belediyecilik anlayışına dair önemli çıkarımlar yapmaya çalışacağım.
Osmaniye ve diğer ilçelerde, belediye başkanları sıklıkla "Osmaniye böyle bir belediye başkanı görmedi" gibi ifadelerle yüceltilmektedir. Ancak bu tür değerlendirmeler, başkanların icraatları üzerinden değil, kişisel özellikleri ve siyasi bağlantıları üzerinden yapılmaktadır.
Belediye başkanlarının halk tarafından takdir edilmesi, sadece ideolojik veya partisel aidiyetle değil, somut projelerle mümkün olmalıdır. Gerçek başarı, halkın gözünde kalıcı bir iz bırakacak, şehri kalkındıracak projelerle elde edilir.
Belediye başkanları, önce kendi rüştünü ispatlamalıdır. Sadece seçilmekle kalmaz, göreve geldiği andan itibaren şehre katkı sağlamak için adımlar atmalı, projeler geliştirmelidir. Belediye başkanlığı, sadece bir makam değildir; bu görev, halkın ihtiyaçlarına karşı duyarlı olmayı, şehri geliştirecek adımlar atmayı gerektiren bir sorumluluktur.
Belediyelerin asli görevi sadece temel hizmetleri sunmak değildir. Bu görevlerin yanı sıra, önemli olan şehri kalkındıracak projelerin hayata geçirilmesidir.
Temizlik, altyapı, ulaşım ve asfalt gibi temel hizmetler her belediyenin yapması gereken işlerdir. Ancak asıl önemli olan, şehirdeki ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimi sağlamak, adaletsizliği ortadan kaldıracak düzenlemelere gitmektir.
Bir belediye başkanının başarısı, sunduğu hizmetlerden ziyade, şehri kalkındıracak projelere öncülük etmesinde yatmaktadır. Belediyeler, sadece birer hizmet sunma birimi değil, toplumların gelişim süreçlerinde aktif rol oynayan kurumlardır.
Bu bağlamda, belediye başkanlarının görev süreleri boyunca yapmaları gereken en önemli şey, şehri daha yaşanabilir, daha adil ve daha kalkınmış bir hale getirecek projelere imza atmaktır.
Projeler yalnızca altyapı ile sınırlı olmamalı; eğitim, sağlık, kültür, çevre düzenlemesi gibi alanlarda da büyük yatırımlar yapılmalıdır. Belediyeler, halkın ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak, şehrin geleceğini şekillendirecek projeler üretmelidir.
Belediye başkanları, kendilerine emanet edilen bir görevde bulunurlar. Bu görev, halkın kendilerine verdiği güvenle yerine getirilmelidir.
Belediyeler, halkın malı olup, belediye başkanları da bu görevi halkın yararına kullanmak zorundadır. Belediye başkanlarının, halkı için çalışmaları ve şehri kalkındıracak projelere öncülük etmeleri gerekir.
Ancak, belediyeler bazı yerlerde adeta kişisel çıkarlar için bir araç haline gelmiştir. Belediye başkanları, makamlarını kendi partilerinin çıkarları doğrultusunda değil, tüm halkın faydasına kullanmalıdırlar.
Bir belediye başkanının ilk amacı, kendi partililerine değil, tüm Osmaniye halkına hizmet etmek olmalıdır.
Sadece kendi partililerinin oyları ile seçilmiş olmak, belediye başkanının tüm halkı temsil etme sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Eğer bir belediye başkanı, yalnızca kendi partisinin oylarıyla seçildiyse, o başkanın aslında halkın geneli üzerinde güçlü bir etkisi yoktur. Ancak, seçildiği zaman tüm halkı kucaklamalı, ayrım yapmadan herkese hizmet etmelidir.
Belediye başkanları, halkın seçtiği ve emanetini devraldığı kişilerdir. Bu sebeple, belediye başkanlarının göreve gelirken kibir, ego, adam kayırma veya torpil gibi kavramlardan uzak durmaları gerekmektedir.
Kibir, ego ve adam kayırma gibi tutumlar, toplumda adaletsizliği arttıran ve halkın güvenini sarsan tutumlardır. Belediye başkanları, kişisel çıkarları bir kenara bırakmalı ve tüm halkı eşit şekilde temsil etmelidirler.
Kendi partililerine veya yakın çevrelerine ayrıcalıklı bir yaklaşım sergilemek, halkın güvenini zedeler ve belediyenin etkinliğini olumsuz yönde etkiler.
Belediyeler, toplumun tüm kesimlerine hizmet etmek ve adaletli bir yönetim sunmak zorundadır. Belediye başkanları, yalnızca seçildikleri partinin değil, tüm Osmaniye'nin ve ilçelerinin başkanı olmalıdır.
Belediye başkanlarının görev süreleri bittiğinde anılma şekilleri, onların nasıl bir liderlik sergilediklerinin bir yansımasıdır.
Belediye başkanları, görev süreleri boyunca halkın vebalini alacak bir tutum sergilerse, halk onların görevden ayrıldıklarında dua etmek yerine beddua edebilir.
Ancak doğru bir liderlik anlayışıyla görevlerini yerine getiren bir belediye başkanı, görev süresi bittiğinde halkı tarafından dua ile anılacaktır.
Belediye başkanları, seçildiklerinde halkın onlara olan güvenini boşa çıkarmamalıdır. Vebalini almak, sadece dini açıdan değil, aynı zamanda toplumun güvenini kaybetmek anlamına gelir.
Belediyelerin başkanlara hizmet etmek için seçildiği unutulmamalıdır. Bu sorumluluk, sadece kişisel çıkarları değil, halkın genel çıkarlarını gözeten bir hizmet anlayışını gerektirir.
Osmaniye ve ilçelerindeki belediye başkanları, daha iyi bir şehir inşa etmek ve halkın refahını artırmak için ellerinden geleni yapmalıdır. Ancak, başkanların yüceltilmesi, somut icraatlar olmadan yapılmamalıdır.
Belediye başkanları, yalnızca kendi partilerinin değil, tüm halkın başkanı olmalı ve her adımlarında adaletli, şeffaf ve kalkınmaya yönelik projelere odaklanmalıdır.
Belediye başkanlarının görevlerini başarıyla yerine getirebilmeleri için kibirden, ego ve kayırmacılıktan uzak durmaları, halkın güvenini kazanacak projeler geliştirmeleri gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki, görev süreleri bittiğinde dua ile anılacak olanlar, halkının güvenini kazanmış, adaletli bir liderlik sergileyen belediye başkanları olacaktır.
Yorum Yazın