İnsanoğlu için edebiyat ve sanatın önemi tartışılamaz. Edebiyat denildiğinde sadece güzel konuşmak, yazmak ve kalıcı eserleri oluşturmak olarak algılanmamalıdır.
Edebiyat; edepli olmanın kapısı açan düşünce biçimidir. Edepli olmak; gerçekleri konuşmak, ortaya çıkarmak ve dürüst olmayı gerektirir.
Edep; ayrı bir saygı ve sosyal davranışı kapsadığı gibi, ulu orta yerde insanlara hakareti ve aşağılamayı da kabul etmez.
Burada kimseye edebiyat veya edep dersi vermek gibi bir niyetimin olmadığının bilinmesini anımsatırım.
Benim amacım; okumak, okuduğunu anlayabilmek ve başkalarının okuduklarını dinlerken olduğu gibi kabul edilmemesi noktasında kendi düşüncelerinizi de ortaya koymanızı beklediğim bir olayı açmaktır.
Son yıllarda ülkemizde insanlar birbirlerine karşı değişik yakıştırma ve suçlamalarla sözler kullanmaya başladılar.
Bazıları için “doğal” gibi sayılan, bazı insanlar için ise “yasak” olarak değerlendirilen sözlerin kullanılması noktasındaki “özgürlük” anlayışının doğru olup olmadığının tartışılmasından yanayım.
Ekonomik getiri açısından paramızın değer kaybetme sürecine girdiğinde, petrol ülkelerindeki patronlardan çözüm bekler olduk!
Arap ülkeleri ile ilişkilerimizi ekonomik anlamda artırırken; inanç ve din üzerinden toplum üzerinde farklı olayların da yaşatılması sağlanmaya başlandı.
Bu ülkede yaşayan inançlı insanları, “Arap kültürü ile yaşatmak” deneyleri yapılırcasına farklı olaylar geliştirilmeye başlandığını gözlemliyorum.
Ülkemizde yaşayan insanların nüfus yüzdelik oranı olarak çoğunluğunun; “Müslüman” dininden olduğunu değerlendirirken, bu insanların “Arap kültürü” ile yaşatılmasına yönelik çabaları doğru bulmuyorum.
Çünkü; “Arap” sözcüğünü tersinden okuduğunuzda “Para” olarak göreceksiniz.
Para’nın insanlar arasındaki dolaşımını düşündüğünüzde; “sermaye ve kapitalizm” akla gelir. Bununla da sınırlı kalmaz; “Faiz uygulaması”nı da unutmamak gerekir!
Okumak ve anlamanın önemine vurgu yapmak istiyorum. Müslüman dinini yaşayan bir toplumda, “insanların okumaları ve öğrenmeleri” zorlaştırılır mı?
Kur’an-ı Kerim’de ilk inen Ayeti “Alak suresi”ndeki 5 maddelik bölümün ilkinde; “Yaratan Rabbinin adıyla oku!” denilmektedir.
Dinin tanıtımı için görev yapan “İmam-Hatip” değilim, ama okuyan bir düşünce insanı olarak öğrenmem gerektiğinden yola çıkarak bu ve benzeri “Ayet” ler üzerinde bilgi sahibi olmaya çalışıyorum.
Günümüzde insanların okumaları için yardımcı olmak yerine, okumalarının önüne engel konulma olayları karşısında; kimlerin ne gibi tepki verdiğini merak ediyorum!
Siyasi konuşmalara geldiklerinde, başkalarına değişik yakıştırmalar yaparak toplum gözünde küçük düşürmeye kalkanlara elbette tepkiliyim.
Çünkü ben okuyor ve öğreniyorum, başkalarının okuyup kendilerinde bana yorumladıkları karşısında “biat” etmiyorum!
Tüm dinlerin inançlarına göre, “Allah” insanları yaratırken kendilerinden sorumlu kılmakla kalmamış, her bireyin “günah-sevap” sorgularından sorumlu olduğu vurgulanmaktadır.
Okumayan, başkalarının okuduklarının yaptıkları yorumlarla insanları üzenleri; okuma zahmetinde bulunmaya davet ediyorum.
Yorum Yazın