DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
BIST10276.
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

Karşısındakilere “Efendiler” diyebilmek!

Sevgi, saygı ve hoşgörü ikliminin yaşandığı toplarda; kavga, gürültü, cinayet gibi olumsuz olayların yaşanabilmesi pek olası değildir.

Barış ortamında yaşayan insanlar, karşılaştıkları kişileri tanısın veya tanımasın birbirleri ile selamlaşır veya kendi kültürel anlayışlarına göre iletişim kurarlar.

Selam vermenin veya karşılaşan iki insanın birbirlerine  değişik sözcükle iletişim kurmanın eleştirilmesi yerine, sağlıklı iletişimin kurulmasına bakılmalıdır.

Yaşadığınız toplum içerisinde değişik siyasal görüşte inançlarda insanlar olabilir.

Her birey, başkaları gibi düşünmek veya onların siyasal veya inançlarına göre yaşamak zorunda değildir.

Her birey, kendisine uygun gördüğü yaşam felsefesini seçer, kimseyi zorlayamayız!

Dini inançların kitaplarını okuduğunuzda; kardeşlik, dostluk ve barış bağlamları yönünde sözlere rastlarsınız.

İnsan olarak her bireyin görüşüne saygı duymak vardır, ötelemek bulunmadığı gibi, sadece onlara inanç yönünden ikna edebilme yöntemleri üzerinde belirtiler vardır.

İnsanları okumaktan uzaklaştıracak şekilde, kitap, gazete ve dergilerin yayınlanıp halkla buluşmasını engelleyici uygulamalar yapan iktidarların; dini inanç olarak “OKU!” sözüne karşı geldiklerini anlarım!

Dini inanç ile siyasi çalışmaların birlikte yürütülemeyeceğine inanan biriyim.

Çünkü; siyaset gereği bir yerlere aday olanların, seçilmeden önce verdikleri sözlerin, yönetime geldiklerinde yerine getirmemeli halinde  vatandaşların o yöneticinin inançlarından kuşku duymasına varan tepkiler oluşabilir!

Bir ülkede “Adalet” belli zümreye değil, tüm vatandaşlarına eşit şekilde uygulandığı zaman  değer kazanır.

Yasalarla belirlenmiş olan mevzuatların çiğnenmiş olması halinde, kanuni işlemler yapılması olayı yaşanmıyorsa, nüfuz kullanılmasına önem veriliyorsa, böylesi bir ülkede yaşayan halkın barış içerisinde yaşamasını bekleyemeyiz!

Şimdi gelelim asıl konumuza. İşgal edilmiş Anadolu topraklarını emperyalistlerin çizmelerinden kurtararak, yeni bir devlet anlayışı ve yönetim şekli kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı gelen bazı zatların neyi amaçladıklarını bilip, öğrenmek ve araştırmanızı öneriyorum.

Bu araştırmayı yaparken; her “Atatürkçüyüm” diyenlere de dikkat etmenizi anımsatmak istiyorum.

Çünkü; 15 Temmuz kalkışması sonrası, pek çok kişi kendisini “Atatürk sevdalısı” olarak göstermeye ve konuşmaya başladı.

Şunu vurgulamak istiyorum ki; bugün TBMM’de grubu bulunan  ve Atatürk’ün kurduğu parti yetkililerinin bile, bazı konularda anlayamadığını düşünenlerdenim.

Bu arada, Atatürk’ü sevmek istemeyen veya aleyhinde olan zatlara da bir çift sözüm olacak:

Padişahlık, Krallık, Diktatörlük, Şeriat gibi yönetim şekli yerine “Demokrasi”nin uygulanmasını isteyen bir Lidere karşı öfke veya kin duymanızın nedeni nedir!?

Atatürk, Meclis konuşmalarında veya insanların topluca bulunduğu yerlerde; “Efendiler nasılsınız!?” diyerek sözlerine başlardı.

Karşısındaki insanlara “Efendiler!” diye sözlerine başlayan bir lider ile günümüzde, vatandaşa hakaret edercesine konuşan liderler arasında tercihinizi yapmayı,

görüş ve inançlarınıza göre değerlendirmeniz yaşadığınız topraklardın geleceği için size bağımsızlığınız devamını getirir…


 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar