DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
BIST10276.
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

İyi ve güzel olandan yana olmak

İyiliği ve güzelliği her canlı sever ve bu uğurda mücadele etmekten yorulmaz.

Yaşanan dünyanın geride bıraktığı tarihteki olayları anımsayın. Kerem’in Aslı için  çöllere düşmesi, Ferhat’ın Şirin için dağları delmenin zorlu mücadelesini güzellik için yaşandı.

Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, yönetime aday olanların seçim meydanlarındaki konuşmaları, halkın huzur ve güveni, mutlu yaşayabilmesi için olduğu yönünde vaadler verilir.

İktidara geldiklerinde, koltuğun verdiği güzellikle, halkın güzel yaşantısını birden unutmaya başlarlar.

Bugün Türkiye’de yaşanan olayları izlediğimizde, deyim yerindeyse” at izi, it izine karışmış” durumda. Bu sözü en son görevinden ayrılırken damat Bakan Berat Albayrak bile söylemişti.

Bir mafya lideri ortaya çıkıyor, aylardır Türkiye gündeminde çeşitli iddialarda bulunuyor. Sedat Peker’den sözediyorum. İddiaları yenilir yutulur gibi değil, ama Cumhuriyet Savcılarının iddialarla ilgili  neyi beklediklerini merak ediyorum.

Bazı olaylar karşısında tepkisel davranıp, basın açıklaması yapanlar ve gündem oluşturmaya kalkarak  yargıyı harekete geçirmek isteyenlerin, benzer haksızlıklar karşısında suskunluğu da görülmektedir.

Önümüzdeki yıl yapılacak olan seçimlerin heyecanı her geçen gün artarken, iktidar partisi sözcülerinin kullandıkları üslup bazı zamanlarda toplumsal barışı zedeleyecek şekilde oluyor.

En çok ta ülkede barış ve huzurun sağlanmasında görevli İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun meydanlardaki konuşmalarını izlediğimizde, eline kılıcı almış düşmanın üzerine gidercesine hareketlerle öfkeli ve hırçın konuşmalarını yakıştıramıyorum.

Bir sanatçı çıkıp, İmam Hatipler için yersiz ve yakışıksız bir söz etti diye, nedeniyle “idam fermanı” çıkarılırcasına sözler edildi ve edilmeye devam ediyor. Bu sözleri ülkeyi yönetenlerin en tepesindekiler bile yaparken, toplumsal barışı nasıl sağlayacakları tartışılıyor.

Daha önceki gün bir İmam’ın küçük yaşta bir kız çocuğuna “cinsel taciz”de bulunduğu, Savcılık tarafından alınan ilk ifadesinin ardından serbest bırakılması olayı yaşandı.

İnanç ve din adına kurumsal ve toplumsal görev yapan böylesi kişilerin, halkın nefretini kazanacak eylemde bulunduğu anda, başta bağlı olduğu kurumu ve meslektaşları karşı gelmelidir ki, böylesi olumsuzlukların yenisi yaşanmasın!

Böylesi olaylar inançlı insanların kafalarında soru işaretleri bıraktığı gibi, din adamlarına da güven azalıyor. “Haksızlıklar karşısında susan, dilsiz şeytandır” sözünü anımsattığımda, kendi hatalarını görmeyenler, başkalarının hatalarının üzerinden prim elde etmeye başlayıp, toplumsal huzurun bozulmasında önemli etken olabileceklerini bilmeleri gerekir.

İktidar sözcüleri, 20 yıldır bu halka neler yaşattıklarını geriye dönüp bakmak yerine, kendi taraftarlarının dağılmaması için yönleri, yerlerinde tutmak için uğraşıyorlar. Bu olayları görenler ise, bir çırpınışın son kulaçları olduğunu sezinleyebiliyor.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar