Son yıllarda çalışma alanlarında liyakatın önemi çok tartışılır hale geldi.
Neden ve niçinleri kafanızda sorgulamaya gerek duymadan, kendinizin yaşadığı pek çok olaya tanıklık etmiş olmalısınız.
Herhangi bir kurumda işinizin olduğunda, bilgi sahibi olmak istiyorsunuz, ya da işinizin çözümlenmesi yönünde elindeki belgelerle başvuruda bulunuyorsunuz.
Burada karşılaştığınız bazı olaylar karşısında öfkelendiğiniz veya görevli personele sesinizi yükselttiğiniz anlar da olabiliyor.
Siz vatandaşsınız, karşınızdaki ise kamu görevlisi ise burada dikkat etmeniz gereken hal ve tavırlarınız olması gerektiğini de unutmayınız.
Görevli kişi liyakattan uzak biriyle sizi yanlış yere yönlendirebiliyor veya bilmediğini söylemek yerine, farklı sözler kullanarak sizi oyalayabiliyor.
Son yıllarda bu tür hizmet alınması noktasında yaşanılanların artış göstermesinin nedenlerinin, “işe göre insan” yerine, “insana göre iş” çalışma ortamının sağlandığından kaynaklandığını açıkça anlamak olasıdır.
Son yıllardaki özelleşmelerle birlikte, vatandaşın özelleşen kurumlarla arasındaki olumsuz olaylarda da artışlar yaşandığına tanık olabiliyoruz.
Özel firmaların hizmet sundukları yerlerde yetkiliye ulaşabilmek veya ulaştığınızda sorununuzu anlatabilmek bayağı zaman alabiliyor.
Eski yıllardan kalma halk deyimlerini anımsarsanız; “Adamınız varsa, işiniz kolay çözülür!”denilir ya, işte bu deyimin halen günümüzde de geçerli olduğunu yaşayabilmekteyiz.
Bir kurumda, bilgisayarla yazı yazmasını bilmeyeni masanın başına getirirseniz verimli bir çalışma alamayacağınız gibi, vatandaşa da yeterli hizmeti sunmakta sıkıntı yaşarsınız.
Bir kurumda Amirin hizmetinde “kapı görevlisi” olması gereken birinin iş tecrübesine bakmadan bilgisayarın başında görev verdiğinizde, verimli hizmet alamazsınız.
Vatandaş, bir işi için kuruma giderek masa başında oturan görevliye sorununu anlatıyor, ne yapması ve nereye başvuru dilekçesini vermesini danışıyor.
Görevli gayet sakin şekilde vatandaşa anlatıyor ve vatandaş ta görevli memurun söylediği gibi dilekçesini yazıp ilgili yere veriyor.
Aradan geçen zaman içerisinde, vatandaşın işi çözümlenmediğinde yeniden giderek araştırma yapmaya çalıştığında, dilekçesini yanlış yere verdiği anlaşılıyor.
Bu kez vatandaş yeniden aynı görevliye gidip danıştığında, yaşadıkları ve yönlendirme olayı inkar edilebiliyor.
Dakikalarca görevli ile görüşebilmek adına kuyrukta bekledikten sonra, yanlış yere yönlendirildiğini haftalar sonra anlayan vatandaş kime, ne gibi tepki göstereceğini bilemiyor.
Olay kamu kurumunda yaşanmışsa eğer, bu vatandaşın işi daha da zor. Çünkü kamu kurumunda çalışan memura görevi başında; “sesini yükseltemez, bağıramazsın!”
Böylesi durumlarda, “devlet memuruna hakaret!”suçundan vatandaş hakkında dava açılabiliyor, hatta ceza bile alınabiliyor.
Görevini sağlıklı yapamayan veya liyakatsız şekilde çalışanların hataları karşısında, vatandaş suskun kalacak, yoksa gerisi hüsran olabiliyor.
Güzellik, işseverlik ve sağlıklı şekilde hizmet sunumu yaşanabilse, vatandaş ta kurumlardan memnun kalacaktır. O zaman toplumda huzur ortamı yaşanacaktır.
Yorum Yazın