DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
BIST9833.2
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

Haziran’ın ardı Temmuz!

Yılın ilk ayı ile yılın ortasındaki ayları beklerken heyecan basar yüreklere, Temmuz’un sıcaklarındaki terlemeler tepeden tırnağa etkiler bazı insanları.

Yaylalık yerlerde veya yaz mevsiminin belirgin olmayan sıcaklarının yaşandığı yerlerdekilerin terlemelerine rastlamayız.

Ocak ayında “Asgari ücretli- emekli ve memurlar” yeni zamları beklerken heyecanlanır, terler ve sabırsızca davranış gösterir. Yeni ücretler açıklandığında ise, tepkiler görülmeye başlanır.

Yılın ikinci yarısında Temmuz ayının kavurucu sıcaklarında yaşayanlar, enflasyon farkı ile alacakları yeni ücretlerini hesaplamaya başlar. Bu yıl “asgari ücretliye” yılın ikinci yarısı için fark verilmemesi tepkileri de beraberinde getirdi.

Emeklilere verilecek fark ise Çarşamba günü belli olacak. Temmuz ayının maaşlara yansıyacak farkları belli olmadan, Haziran’ın son günlerinde elektrik fiyatına yüzde 30 zam yapılıverdi.

Yarın, emeklilere elektrik zammının altındaki yüzdelik oranda fark yapıldığı açıklanırsa o zaman emekli vatandaşların “kızılca kıyameti koparması” hatalı mı olacak!?

Temmuz ayında şimdilik elektrik zammı tartışılıyor ama, yılın ilk ayında olduğu gibi yine iğneden ipliğe zam yapılacak. Akaryakıt zamlarının geldiği günleri vatandaş sayamaz duruma geldi.

Bu ülkede toplam maaşı Cumhurbaşkanı’ndan fazla olanları görmekteyiz. Birkaç yerden alınan maaşlarla ülkenin “Başkanından” fazla aylık geliri olanları düşünüyorum, bir de bu ülkenin gençlerini geleceğe hazırlayan öğretmenlerin aldıkları maaşları düşünüyorum; “Adalet!” aklıma geliyor.

Adaletli uygulamanın olmadığı yerde, huzurlu yaşam ve beraberinde kalkınma gerçekleşebilir mi!?

Yıllardır bu ülkede  bizden oy istenirken; “Din” dediler, dinledik. “Adalet” dediler, yaşayamadık! “Şükür” dediler, edemedik! “Kalkınıyoruz”dediler, göremedik. “Dindar gençlik yetiştireceğiz”dediler,  İmam-Hatip okullarında bile “Ateist ve Deist” gençlerin sayıları çoğaldı. Teröristlerin sayılarını verdiler, “ayakkabılarının numarasını bile biliyoruz”dediler. Ama bir türlü sonunu getiremediler.

Ben veya meslektaşlarımız neleri yazıp dile getiriyor ki!? Ülkemizin en önemli “beka” sorunu olarak gösterilen yanlış yönlendirme ve göndermelerle vatandaşımızın  gündemle oyalanmaya çalıştığını ortaya koyabilecek “Muhalefet Partisi” arayışı tartışmaları yapıyoruz.

2025’te “erken seçim” olup olmayacağını tartışan siyasilerin sözlerini iki okumalısınız!  Her geçen gün çürümekte olan süreç içerisinde yaşarken, “kimin eli, kimin belinde!?” olduğu bilinmiyor!

Bu arada yaşadığım Osmaniye’den sözedeyim. İlçeleri saymaz isek, kent merkezinde yaşayan; “Göçmen-mülteci-sığınmacı” sayısının net rakamını bilemiyoruz.

Osmaniye’de yaşayan bu “misafirlerimizin” ülke uyrukları ve nerelerde ve nasıl yaşadıkları konusunda da  yetkililerin ellerinde  yeterli bilginin olduğunu sanmıyorum!

AKP iktidarının “Yabancılara yönelik” uygulayacağı yasasına göre, “bir sokak üzerinde en fazla 4 yabancı uyruklu ailenin yaşayabileceği” yönünde açıklamalar yapılmıştı.

Benim bulunduğum  sokak üzerindeki 200 metrelik mesafede 7 aynı konutta yabancı uyruklular yaşarken, bu ailelere gelip- giden ve ne işle ilgilendikleri belli olmayan insanların Osmaniye’de sosyal yaşam üzerinde gelecekte sıkıntılar yaşanabileceğinin uyarısını yapmak istiyor, yetkililerden duyarlılık göstermelerinin istediğini anımsatmak istiyorum.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar