DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
BIST10276.
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

Günlerden Cuma’dır Cuma…

Bugün 10 Kasım 2023, günlerden Cuma. Tarihin sayfalarını karıştırdığımızda Cuma gününün, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dualarla açılışını yaptığı 23 Nisan 1920 Cuma günü  aklıma geliyor.

10 Kasım 1938 günü ise hayatının 576 yılını halkının bağımsızlığı için gecesini gündüzüne katarak, mücadele veren ve bağımsız bir vatan bırakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışı aklıma geliyor.

Bir aydır Filistin’in bağımsızlığını destekliyor, İsrail’in işgalinden ve hain saldırılarından kurtulması için dünyanın dört bir köşesinde tepkiler veriyoruz.

Filistin halkının yaşadığı soykırımın durdurulması için camilerimizde dualar ediliyor, vaazlar veriliyor ve insan olarak duyarlılığımızı gösteriyoruz.

Anadolu topraklarını parselleyerek işgal eden İngiliz, Fransız ve diğer emperyalistlere karşı vatan topraklarını işgalcilerden kurtarıp, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’ün ölüm günü 10 Kasım’ın Cuma gününe denk geldiği halde, Cuma namazı hutbesinde tek sözcük veya rahmet sözü duyamamış olmamız gerçek inananların üzüntüsüne neden olmaktadır.

Tarihe bakalım, TBMM’nin açılışı, 23 Nisan 1920 Cuma günü, Hacı Bayram Camii’nde Cuma namazının kılınmasının ardından saat:14.45’te en yaşlı Milletvekili olan Sinop Milletvekili Şerif Bey’in konuşmasıyla ve 78 mebusun katılımındaki dualar eşliğinde açılmıştır.

Meclis’in dualarla açılmasındaki fotoğraflara bakıldığında Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yanı başında başı sarıklı bir din adamı ile Milletvekillerini dua ederken görebilirsiniz.

Atatürk’ü kaybedeli 85 yıl oldu, ama 57 yaşa sığdırdığı mücadelesi, evrensel düşüncesi, hele de; “Yurda barış, dünya da barış!” gibi sözleri belleklerdeki yerini korumaktadır.

Bugün Cuma günüydü, aynı zamanda Atatürk’ün ölüm yıldönümü olmasına rağmen, camilerdeki hutbe okunurken ne yazık ki, “Atatürk” ismi anımsanamadı….

Bana göre, halkın yüreğinde bağımsızlıkla yerini almış, emperyalistlerin işgal ettiği topraklarda, “susturulan ezan sesini” yeniden okunur hale getirmiş, Meclisin açılışını Cuma namazı sonrası dualarla açmış ve 60 yaşına bile gelemeden hayata veda etmiş bir dünya liderinin bugün olsun, “Cuma hutbesinde rahmetle anılması” olabilirdi.

Filistin halkı için yaptığımız davranışı, ülkemizin kurtuluşu için yapan deha bir liderin ölüm gününde küçücük te olsa yapamıyorsak, bizim yıllar sonrasındaki geleceğimizin de Filistin halkı gibi olabileceğini düşünmemin suç sayılmamasını umut ediyorum.

Bugünkü Cuma hutbesinde Camilerde; “Bugün aramızdan ayrılışının 85. Yılı ile andığımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1920 Cuma günü, Cuma namazı sonrası dualarla TBMM’nin açılışını yapmıştır. O’nun ölüm yıldönümünün bu güne denk gelmesi nedeniyle rahmetle anıyoruz!”denilseydi,  günah mı işlenmiş olunurdu!?

Liyakat burada devreye giriyor! İş başvurusunda “Ne iş olursa yaparım!”diyenler ile, aklı ve elindeki sanatını belirterek iş isteyenler arasındaki farkı farketmek zorundayız.

Atasını unutmak veya yok saymak isteyen zihniyetin, kendilerinden güçlü ülkelerin esareti ve yönetimlerindeki direktiflerin kurtulabilmeleri zor olur!

Atatürk’ü saygı ile anarken; “Bağımsızlık benim karakterimdir!” sözlerini anımsatarak, söylenilenlere değil okuyup anladıklarınıza göre davranış gösterilmesini umut ediyorum.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar