DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
BIST9833.2
İlyas SABANCI

İlyas SABANCI

Mail: [email protected]

Devletin Sessiz Gücü ve İlahi Adaletin Kaçınılmazlığı

Tarih boyunca devletin, suç işleyenleri sabırla bekleyen bir mekanizma olduğu gerçeği sık sık gözler önüne serilmiştir. Devletin adalet mekanizması, zaman zaman gözlerden uzak, sessiz ve derinden işler; ancak bu, onun varlığını ve gücünü inkâr etmeye yol açmamalıdır. Tarih, bu sessiz gücün zamanı geldiğinde nasıl harekete geçtiğinin sayısız örneğiyle doludur. Tıpkı 1920’lerin Amerika’sında Al Capone’un hikâyesinde olduğu gibi…

Al Capone, İçki Yasağı döneminde Chicago'daki çetenin lideri olarak hızlı bir yükseliş sergiledi. Suçtan elde edilen gelirler, hayır kurumlarına yapılan gösterişli bağışlar ve halk arasında kazandığı “modern Robin Hood” lakabı, Capone’u dokunulmaz bir figür gibi göstermeye yetiyordu. Ancak bu, devletin sessiz ama derinden çalışan adalet mekanizmasının devreye girmesini engelleyemedi. Yıllar boyunca suç dosyasını kalınlaştıran Capone, nihayetinde gelir ve vergi kaçırma gibi şekilde hıç beklemediği bir noktadan yakalandı. 1931 yılında mahkemeye çıkarıldı ve 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu, devletin özenle kayıt altına aldığı bilgilerle suçluların karşısına çıkışının bir örneğiydi.

Devletin Gözü Hep Açıktır

Modern dünyada, devletin sessiz gözlemci rolü aynı şekilde devam etmektedir. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, devleti oluşturan kurumların bilgiyi toplama ve depolama kapasitesi hayal edilemeyecek boyutlara ulaşmıştır. Telefon görüşmelerinden finansal kayıtlara, sosyal medya etkileşimlerinden konum bilgilerimize kadar her şey bir şekilde kayıt altına alınıyor. Ancak bu, bireylerin “devlet uyuyor” ya da “bilgisiz” olduğunu düşünmesine neden olabiliyor. Bu algı yanılgısı, suçluların kendilerini daha özgür ve dokunulmaz hissetmesine yol açıyor.

Oysaki gerçek, tam aksidir. Devlet, sabırla her şeyi izler ve kayıt altına alır. Görünürde herhangi bir adım atmıyor gibi görünse de, suç dosyaları birer birer birikir. Suçlular, bu süreçte şımarıklıklarını arttırarak, dokunulmaz oldukları yanılgısına kapılır. Ancak unutulmamalıdır ki, devletin harekete geçmesi için uygun zamanı beklemesi, zayıflık değil; aksine, bir stratejidir.

Adaletin Kaçınılmazlığı

İlahi adaletin tecellisi, suç işleyenlerin kaçınılmaz sonudur. Tıpkı devletin kayıt altına aldığı bilgiler gibi, ilahi bir güç de insanlığın vicdanında ve hayatın dengelerinde kendini gösterir. Bir kişi ne kadar akıllıca bir plan yaparsa yapsın, ne kadar çalışırsa çalışsın, sonunda kaçamayacağı bir hesap verme anı gelir. Bu nedenle, suçtan uzak durmak, adaletli ve vicdanlı bir hayat yaşamak herkesin kendi çıkarına olan bir tercihtir.

Al Capone’un hikâyesi de bunu gösteriyor: Kendi döneminde birçok yöntemle kanunu atlatsa da, sonunda bir ayrıntıdan yakalandı. Bu ayrıntının devleti oluşturan insanların sabırı ve adalet duygusuyla birleştirilerek büyük bir stratejiye dönüştüğünü görüyoruz.

Devletin Sessiz Adaletini Hafife Almayın

Suçlular için en tehlikeli şey, devletin uyuduğunu düşünmektir. Gerçekte ise devlet hiçbir zaman uyumaz. Tüm veri ve olayları kayıt altına alarak adaletin yerini bulması için uygun anı bekler. Bu süreçte suçluların kendilerini dokunulmaz hissetmesi, aslında kendilerini açığa çıkarmalarına neden olur. Hata yaptıkları anda ise devletin şiddetli ama haklı adalet mekanizması şekillenir.

Bir birey olarak, suçtan uzak durmak ve şeffaf bir yaşam sürmek, bireysel sorumluluğumuzdur. Çünkü yalnızca hukuki değil, manevi anlamda da temiz bir vicdanla yaşamış oluruz. Unutulmamalıdır ki, devlet ve ilahi adalet, her şeyi görür ve kayıt altına alır. Sadece, herkesin eteğinden dökülmesini sabırla bekler.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar