DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
BIST10276.
Mustafa Bardak

Mustafa Bardak

Mail: [email protected]

Ayrı sofralarda oturmak

Bir halk deyimi vardır; “Sana yapılmasını istemediğini, başkalarına da sen yapma!”diye söylenir.

Bir evde konuk olup, yemeğinizi yedikten sonra; “Sofranızdaki bolluk ve bereket eksik olmasın!”diye de başka bir deyim vardır.

İnsanların, belli toplumsal yaşantılarında ve kültürel değerlerine göre, söylenilen farklı halk hikmetleri dilden dile konuşularak çağlar boyunca belleğimize yerleşmişliğini korumaktadır.

Bir insan, yapmış olduğu işteki emeğin karşılığını alamaz ise veya işi yaptıran ile arasında uyuşmazlık oluştuğunda; “Hakkımı helal etmiyorum!”gibi öfkeli bir sözü kullanır.

Hak ve adaletli insanların beklentileri daha farklı noktalarda konuşulur.

Muhtarlık olsun, Belediye olsun, Milletvekilliği seçimleri olsun, hatta ülkeyi yöneten Başkanlar olsun vatandaşın öfkesi taştığı anda; "oyumu helal etmiyorum!”diye konuştuğu olur.

Elbette ki yönetilenler, yönettiklerinden sağlıklı, verimli, başarılı hizmetler bekler. Bunu umutlayarak veya verilen sözlerin yerine getirileceğine inandıkları için seçimlerdeki oy tercihler yapılmıştır.

Emeğin en kutsal değer olduğunu söyleyenlerin bile, bazı anlarda vatandaşı unutabildiklerine tanık olduğumuz oylamalar yaşanmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde yasallaşarak yürürlüğe giren, “Ek MTV” ile ilgili pek çok itirazlar yapıldı. Bir verginin aynı yıl içerisinde ikince kez alınamayacağı yönünde tepkiler oldu.

Bu verginin, 6 şubat depremlerinden etkilenen illere katkı için alındığı yönünde  hükümet yetkililerinden açıklamalar geldi.

Sözkonusu ek vergi, depremden etkilenen 11’e katkı amaçlı ise, depremden etkilenen 11 ildeki araç sahiplerinin bu kapsama alınmaması düşünülebilirdi!

Her insanın; sabah, öğle ve akşam sofraları farklı yiyecek ve içeceklerden oluşur.

Sabah kahvaltısında; sizin sofranızda neler olup olmadığını bilemem ama, öğle yemeklerini “pas geçen” çok sayıda vatandaş tanıyorum. Akşam sofrasında varolabilecekleri de yine sizlerin yorumlarına bırakıyorum.

Bir ülkede; vatandaşların doğurabilecekleri çocuk sayısında öneri getirenlerin, o vatandaşların kaç çocuğu yetiştirip büyütebileceklerini de düşünerek söylemeleri beklenir.

Bugün; Üniversite yıllarında KYK borcundan dolayı kaç bin öğrencinin icralık olduğunu ve bu borçların anne-babası tarafından taksitlendirilerek ödendiğini sanırım biliyor olmalısınız…

Her geçen gün vatandaşlar, aynı yerleşim yerinde ama, ayrı sofralarda farklı yiyecek ve içeceklerle yaşamaya çalışıyor.

Çalışan emekçilere yaşayabilmeleri için belli ücret verilirken; “Sendikalardaki suskunluk(!)” olayını anlayabilmekte zorlanıyorum. Aynı şekilde; siyasi muhalefette de gerekli tepkisel önergeleri TBMM’nde gördüğümü söyleyemem.

İşverenler bazında ise, yine emekçi beklentisini alamıyor. İşveren tarafından bankaya yatırılan maaşın, işçiden belli miktarının geri alındığı ve yatırılan maaş üzerinden farkının elden ödendiği yönündeki olayların yaşanması olayına ne demeli!?

Gelin her birey kendisine bir güzellik yapsın; “Olduğu gibi olsun, Göründüğü ve söylediği gibi yaşasın!” o zaman bu toplumda; huzurlu, barış içerisinde ve mutlu yaşayan insanları sokaklarda daha çok görebiliriz.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar